Yeni bir yıla girerken,ülkemizin güneydoğu bölgesin de bir yanda emperyalist ülkelerin kışkırtmaları sonucunda desteklenen; terör örgütlerinin ülkemizin bölüşülmesi için  ihanet sonucu ordu ve emniyet mensuplarımız ve sivil vatandaşlar hergün kayıplar vermekteyiz.terörün bu boyutlara ulaşmasın da” Çözüm Süreci masalı” ile herkesi uyutan şu anki iktidarın da payını unutmamamız gerekiyor.

Halkımız bir yandan da ekonomik sıkıntılar içerisin de boğuşmakta iken; adı geçici seçim hükümeti olan ama  şuan ki hükümetin kopyası olan Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki hükümetin Milli Eğitim Bakanlığının Talim Terbiye Kurulu 1 kasım 2015 seçimlerinden on gün önce 21 ekim 2015 tarihinde aldığı kararla  Arapça dersinin ilkokul ikinci sınıftan başlamasına  ve  uygulamaya 2016-2017  öğretim yılında başlamasını kararlaştırdığını  Eski Milli Eğitim Bakanların”dan  Hikmet Uluğbay “ın 1 Aralık 2015 tarihli  Bütün Dünya dergisindeki “ “Yeni” Milli eğitim Politikası:”İlkokulda Arapca Dersi””başlıklı yazısından öğreniyoruz.

Aynı yazıda: ““Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı “ilkokul 2, 3 ve 4. sınıflar Arapça Dersi Öğretim Programı”nda bu dersin amaçları arasında şu gerekçelere de yer verildiği belirtilmektedir: “22 ülkede yaklaşık 350 milyon nüfusun anadil olarak konuştuğu Arapça, BM’nin kabul ettiği altı resmi dilden biridir. islam ülkelerinde dini açıdan da önemli olan Arapça’nın öğrenilmesi için başta tarihi ve kültürel sebepler vardır. Arapça konuşan coğrafyanın jeopolitik ve stratejik önemi nedeniyle gün geçtikçe önem kazanması, Arapça’nın dini sebeplerin yanı sıra ekonomik, turistik, siyasi ve ticari sebeplerle de öğrenilmesini zorunlu kılmaktadır.”” Dini Öğretim Genel  Müdürlüğünün gerekçesinden bahsetmektedir.Yazının devamın”da “Üzerinde durulması gereken bir konu da, bu ders için istemin ve program hazırlığının Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nden gelmiş olmasıdır. İlköğretim Genel Müdürlüğü’nün acaba bu konuda görüşü alınmış mıdır, en azından basına yansıyan bilgilere göre belli değildir..”¹

Yukarıda yazılanlar bize göstermektedir ki ülkemizi yalnız dış mihraklar değil içimizde ki eğitimciyim kisvesi altında gezinenler tarafından da bombalanmaktadır.

Niye  İlköğretim Genel Müdürlüğüne “ ilkokul ikinci sınıfındaki bir öğrencinin daha okuma yazmayı öğrenmeden ikinci bir dili kaldırıp kaldırmayacağı  sorulma gereği duyulmamıştır?.Ya da sorulduysa bu konuyla ilgili kurum  görüş bildirmiş midir.?

Burada asıl tehlike bir ülkenin toprakları bir yandan silahla bölünmeye çalışırken de adı ne olursa olsun kültürel olarak dilinin yok edilerek asimile edilmeye çalışılmasıdır.

Bir yandan da eğitim sendikasıyım diyen bazı guruplar da  “Ana Dilde  Eğitim” lafının arkasına takılarak Mustafa Kemal Atatürk”ün kurmuş olduğu Cumhuriyetimizin eğitim birliğinin ve dil bütünlüğünün yok edilmek istendiğini görmezden gelmektedir.

Eğitimcilerimiz ve muhalefet partilerimiz uyuyor mu?

Tepkisiz Toplum Etkisiz Toplumdur!

NOT:1-Alıntı Bütün Dünya  dergisinin Aralık 2015 tarihli 2015/12 sayılı 15.sayfasındaki İlkokulda Arapca dersi yazısından alınmıştır.