
Ulaş Kökçe
Ebeveynlerin Korkulu Rüyası: ‘Akran Zorbalığı’
‘Akran zorbalığı’ son yıllarda ebeveynlerin en büyük korkusu olmuş durumda. Öyle ki bu konu o kadar fazlaştı ki ebeveynler çocukları için büyük endişe duymaya başladılar. Oysa okullar; çocukların yalnızca akademik olarak değil, duygusal ve sosyal yönden de gelişebilmeleri için güvenli bir zemin sunması gereken kurumlar. Ama veriler hiç de öyle değil. Verilere göre ebeveynlerin %59,3’ü çocuklarının akran zorbalığına maruz kalmasından endişe duyuyor. Peki akran zorbalığını neden arttı, çözüm ne olmalı? Veliler ne yapmalı, ebeveynlerin eğitim kurumlarından beklentileri neler?
Sevgili okurlar, önce ‘akran zorbalığı’ kelime anlamı nedir gelin ona bakalım önce. Akran zorbalığı; akran grubu içinde fiziksel, duygusal ya da sosyal biçimde zarar veren, tekrar tekrar yaşanan saldırgan davranış biçimi olarak tanımlanıyor ve maalesef okul ortamlarında sıkça karşılaşılan bir durum.
Novakid, adlı eğitim kurumu bu anlamda çok yerinde bir çalışma hazırlamış. Rakamlar ciddi sorun teşkil ediyor. Tahmin ediyorum ki, bu zorbalığa maruz kalmış belki kendi çocuğunuz veya yakınınızın bir çocuğu kesin vardır… Gelelim yapılan çalışmanın verilerine… Verilere göre araştırmaya katılan ebeveynlerin %59,3’ü, çocuklarının okulda akran zorbalığına veya şiddete maruz kalmasından endişe duyduğunu belirtiyor. %46’sı içinse okulların, çocukların özgürce gelişebileceği, sağlıklı ilişkiler kurabileceği ve ihtiyaç duyduklarında nitelikli destek alabilecekleri güvenli alanlar olması büyük önem taşıyor. Veriler, ebeveynlerin yalnızca %6’sının eğitim kurumlarının çocukların ruh sağlığıyla ilgili sorunları ele alış biçiminden memnun olduğunu gösteriyorken %25’i oldukça yetersiz buluyor.
Kıymetli okurlar, veliler, ebeveylerler; okullarda şiddet, ayrımcılık ve nefret temelli davranışların artması, bu konulara yönelik önleyici mekanizmaların eksikliğiyle birleşince, çocukların duygusal güvenliği ciddi biçimde risk altına giriyor. Özellikle öğretmenler ve rehberlik servisi tarafından yeterince erken tespit edilemeyen saldırganlık belirtileri, çocukların okul hayatını olumsuz yönde etkiliyor.
Peki Çözüm Ne?
Veliler, çocukların yaşadığı sorunlara yeterince erken müdahale edilememesinin en büyük nedenlerinden birinin, eğitim kurumlarında yeterli sayıda uzman psikoloğun bulunmaması olduğunu belirtiyor. Erişilebilir psikolojik destek mekanizmalarının eksikliği, çocukları yaşadıkları zorluklarla baş başa bırakıyor. Yardım istemekten çekinen ya da nereye başvuracağını bilmeyen çocuklar için okul ortamında sağlanacak sistemli destek büyük önem taşıyor. Ebeveynlerin %38,7’si, çocukların bireysel ihtiyaçlarına daha fazla odaklanan, kapsayıcı bir eğitim anlayışına geçilmesi gerektiğini düşünüyor. Ancak yüksek sınıf mevcutları ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısının fazlalığı, bu yaklaşımın önündeki en büyük engeller arasında yer alıyor. Bu durum, okullarda şiddet veya nefret temelli davranışların geç fark edilmesine de yol açabiliyor.
Sonuç olarak araştırma, ebeveynlerin önceliğinin sadece akademik başarı değil, çocukların sağlıklı, destekleyici ve güvenli bir eğitim ortamında gelişebilmeleri olduğunu ortaya koyuyor.
Sevgi&Saygı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.