Kırk yıldan beri ülkemiz basınında bitip tükenmeyen haberler dizisi. "PKK denen bir terör örgütü, genç, yaşlı, ana baba, çoluk çocuk, asker, polis, öğretmen, sağlıkçı demeden hunharca katlettiği 50.000 insan, şehit anaları, gaziler, şehit ve gazi yakınları, PKK’nın kaçırdığı, akıbeti meçhul sayıları belli olmayan çocukların anneleri (Cumartesi anneleri), yıllarca sokakta dövüne dövüne yas tutuyorlar.

Uzun bir zamandan beri, gelmiş geçmiş Cumhuriyet hükümetlerimizin, askerimizin, polisimizin amansız mücadelesi, milli bütçemizi sarsan, harcanan trilyonlar...

Olumsuzlukları sayın sayabildiğiniz kadar. Gün geldi açılım süreçleri yaşandı.

Sonuç; kocaman bir sıfır. Bir zamanlar Abdullah Öcalan’ını isminin başına" sayın kelimesini getirilmesi suç idi, bu günlerde birileri geldi sayın Öcalan gitti sayın Öcalan sözcüklerini tekrarlamak hem moda hem de mübah oldu. Karışan ilişen yok. Yıllanmış şarap gibi durdukça anlaşılmaz bir saygınlık

Son zamanlarda bazı siyasi simaların beyanlarından anlaşıldığı kadarıyla terörde bir rahatlama dönemi başlıyor havası esmeye başladı. PKK’lar silahlar teslim edecek ölüm zulüm bitecek, barış ilan olacak artık kan duracak

Birinci merak konusu olan; barış ve demokrasi teraneleriyle ne denmek isteniyor acaba, ortada biri biriyle dargın iki meşru devlet mi var, kim kiminle barışacak, yoksa illegal bir terör örgütü 86 milyonun güveninden sorumlu meşru Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bir barış çağrısı mı çağrıştırılıyor anlamadık. Kim kimi muhatap alıyor, aynı şekilde imal- Kandil ve meclis üçgeninde birtakım haberlere tanık olmaktayız. Kapalı bulunduğu ceza evinden Öcalan hangi

ülkenin devletini milletini yönlendirerek barış rüzgarları estirerek talimatlı barış formülleri oluşturuyor..

"Silahlar teslim edildi'" deniliyor. Ağır ve hafif silahlardan, patlayıcı kimyasallardan , mayın ve benzerleri dikkate alınarak ortada bir silah envanteri var mıdır, dağlarda, inlerde, korgonlarda kalan silah ve patlayıcılar kaldı mı, silahlar kaç adet, hangi özellikte , hangi kapasitede silah yığını nereye, hime, ne zaman, hangi koşullarda teslim edildi?, kim yahut kimler teslim aldı, ortada bir teslim-zimmet tutanağı var mıdır ? taraflar arasında şartlar ve koşullar itibarıyla genel durum hakkında millet olarak bilinmesi gerekenler hakkında neler vardır ?

Denilmektedir ki, " PKK’nın uzantısı olan PYD, LPG ve diğer terör grupları bu anlaşmaya tabi değil, Kuzey Irak'ta devlet kurma süreci içindedir, kafamız karma karışık, Eh millet olarak ülkemizin kamu oyu, efkarı umumiyesi olarak yürürlükte bireyin-toplumun bilgi alma hakkına dayalı yasa gereği bizim de ayrıntılar hakkında bilgilenme hakkımız olmalı. Yağmurdan kaçarken doluya tutulma endişesi gibi muhtemel vakaların yaşanması en büyük temennimizdir.