Çamur

Sevmediğimiz insanları, “çamur” diye niteleriz. İftiracı tipleri “çamur atıyor!” diye eleştiririz. Onlardan uzak durmayı yeğleriz yaşam boyu.

Ama yine de kurtulamayız çamur atılmasından;

“ Buzlar kadar el değmedik, karlar gibi temiz de olsan, çamur atılmaktan kurtulamayacaksın.” Diyen William Shakespeare haklıdır aslında.

Haram yiyen, kirli ilişkileri olan, kara para kazanan yasa dışı insanları; “Çamura batmış” diye suçlarız, ayıplarız her zaman. Ama çoğu kez insanın kendi seçimidir bu. Tıpkı;

“Ya kahraman olacaktım, ya çamur, ortası yoktu” diyen Dostoyevski gibi.

Boğazına kadar çamura batmış insanlar, başkalarına çamur atan iftiracılar, zehirli bir dil kullanan ve rakiplerine çamur atan siyasetçiler ile, her yerde gördüğümüz, herkese sataşan, bulaşan çamur tipler yüzünden, insanlarda huzur kalmadı yeryüzünde.

Bu konuda Arthur Miller diyor ki;

“Kurbağayı koltuğa oturtsan, o yine çamura atlar.”

Yani huylu huyundan vazgeçmiyor! “Çamur at, izi kalsın” felsefesine inanıyorlar. Ama aslında kendi çamurlarını başkalarına bulaştırmaya çalışıyorlar.

Tolstoy’ un bu konudaki sözleri ders gibidir:

“Birine çamur atmadan önce düşün ve sakın unutma; ilk önce senin ellerin kirlenecek.”

En kötüsü de “çamura yatmak” deyimini gerçekleştirenlerdir. Genelde kural tanımazlar için kullanılır. Seçim yaparken, maç oynarken ya da yarışırken, kuralları değiştirenler bu gruba girer. Kendi koydukları kurallara bile uymazlar. Çıkarlarını korumak için her yol mubahtır onlara.

“Uzun bir zaman önce, asla bir domuzla güreş tutmamayı öğrendim. Her ikinizde çamur içinde kalırsınız; ancak domuz bundan hoşlanır” diyor Bernard Shaw. Haksız mı?

Çamura sürüklenen insanlar vardır. Çıkmaya çalışırlar. Onlara el verilir. Çünkü zararın neresinden dönülse kardır. Fakat orada yatıp kalmayı tercih edenler affedilemez!

“ Bir hata yaptığın zaman, çamurun içinde sürüklenebilirsin. Fakat o çamurun içinde yatıp kalma.” Diyen François _ Rene de Chateaubriand’ a bütün kalbimle katılıyorum.

Unutmayın;

“ Her insan yağmur damlası gibidir. Kimisi çamura, kimisi gül yaprağına düşer.” Diyen Mevlana’ya kulak verin ve sakın çamura düşmeyin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aysel Bereke Arşivi

Olağanüstü gündemlerden yorulduk!

04 Eylül 2025 Perşembe 11:04

30 Ağustos Zafer Bayramı

31 Ağustos 2025 Pazar 14:47

“Eski Türkiye” neden özleniyor?

28 Ağustos 2025 Perşembe 10:57

Yoksulluk en çok çocukları vuruyor!

25 Ağustos 2025 Pazartesi 10:54

Siyasetin tanımını değiştirdiler!

21 Ağustos 2025 Perşembe 11:12

Döneklik zor şey!

18 Ağustos 2025 Pazartesi 10:59

Bindik bir alamete…

14 Ağustos 2025 Perşembe 15:47

Sahtekarlık ve usulsüzlük diz boyu!

11 Ağustos 2025 Pazartesi 15:24

Masa da ne var?

07 Ağustos 2025 Perşembe 12:57

Dostları arkadaşları olmalı insanın

04 Ağustos 2025 Pazartesi 11:27