Bu yasanın ortaya çıkması İnönü’nün treni durduruldu Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesinde 25 Mart 1960’ta CHP ve DP taraftarları arasında meydan kavgası çıktı. Olayın ardından CHP’den dört milletvekili araştırma amacıyla olay yerine gitti, 28 Mart’ta ise basına Yeşilhisar olayları ile ilgili yasaklama geldi. Bu gerginlikler ilerleyen günlerde de devam etti ve 31 Mart’ta Adana’da benzeri kavgalar yaşandı. Diğer yandan İsmet İnönü, Kayseri’deki CHP İl Kongresi’ne katılmak üzere 2 Nisan günü Ankara’dan trenle yola çıktı. Menderes Hükümeti ise, İnönü’nün oraya gitmesinin tansiyonu daha da artıracağını düşünüyordu. Bu sebeple Vali Ahmet Kınık’a trenin durdurulması için emir verildi. Himmetdede İstasyonu’nda kendisini bekleyen askeri birlikler tarafından durdurulan İnönü, 3 saat beklemek zorunda kaldı. Vali Kınık’ın Yardımcısı Şükrü Kenanoğlu’ndan İnönü’ye tebliğ edilmesini istediği kararın metni şöyledir: “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu bildiğiniz gibi halen meriyette bulunmaktadır. Bu seyahatinizle ilgili olarak bu kanun hükümlerinin aynen uygulandığını ve uygulanacağını belirtmek isterim. Tahrik politikanızın işareti olan birçok Halk Partili, Hükümet Konağını basmaya kadar ileri gitmiştir. ”Vali yardımcısı da, “Kayseri’ye girmeniz fevkalade mahzurludur. Her iki grup da diken üstünde durmaktadır. Sizden tekrar Ankara’ya avdet etmenizi rica ediyoruz,” diye iknaya çalışır. Bunun üzerine İnönü trenden inerek barikatları aşar ve Kayseri’de büyük bir taraftar kitlesinin tezahüratı ile karşılaşır.

Trenin durmasından dönemin Ulaştırma Bakanı sorumludur. Tren durdurma olayının amacı ve nedenleri düşünüldüğünde devletin imkanlarının gücünün secim sonucu etkilemeye yönelik muhalefet partilere, görüşlere karşı kullanılmasıdır. Seçimlerin daha tarafsız bir yapıda devam etmesi için olaydan sonra bu görevde bulunan kişilerin seçimlere 3 ay kala istifa etmesini gerektiren bir madde kondu. Daha sonra bu maddeye İçişleri ve Adalet Bakanı da dahil edildi.

16 Nisan 2017’de yapılan referandumda kabul edilen anayasa değişikliğiyle söz konusu fıkranın yürürlükten kaldırıldı. Önümüzde çok önemli bir seçim var bu süreçte bakanlıkların tarafsız bir şekilde ülkemiz yönetimine devam etmesi gerekiyor. Daha önceki tren vakası gibi taraflı bir yaklaşımla diğer partilerin sabote edilmemesi, bu gücü partilerinin çıkarları için kullanmamaları çok önemli. Hem kamunun devlete olan güvenin sarsılmaması için hem de adaletli bir seçim sürecinin yürütülmesi adına, her seçmenin, her partinin seçimlerle ilgili bilgiye eşit erişimi, hiçbir baskı, zorlama ile karşılaşmadan seçme ve seçilme hakkını korumak bu bakanlıkların temel görevidir. Seçimlere katılacak tüm partiler ve adayların eşit fırsatlara sahip olması seçimlerin güvenilirliği ve geçerliliği için temel kriterdir.

2023 seçimlerinde baktığımızda çok kısa bir süre önce Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı ile düzenlenen operasyonda aralarında Baro ve STK’lerin bulunduğu farklı meslek gruplarına üye ve milletvekili adayları, sanatçılar, gazeteciler, avukatlar bulunmaktadır. Bu durum göz altına alınan insanların üyesi olduğu ya da temsil ettikleri partileri itibarsızlaştırmak adına yapıldığı algısı oluşmaktadır. Özellikle milletvekili adayı tutuklamaları bu algıyı güçlendirmektedir. Bakanların bu süreçte işi gücü bırakıp üstelik devletin imkanları ile seçim çalışmaları yapmalarını etik bulmuyorum. Özellikle iç içleri bakanın saldırgan ve tehditkar üslubu, ülkenin iç güvenliğini bir kenara bırakıp seçim çalışmaları yapması da hoş değil. Türk adalet sistemine, Türk milletinin iradesine güveniyorum. Eşit, adaletli, güvenilir bir seçim diliyorum.