Zamanında dünyanın büyük bölümüne hükmeden bir imparatorlukken, büyük bir güçken çeşitli nedenlerle önce topraklarımızı, sonra da gücümüzü kaybetmişiz…

Sonra küllerimizden yeniden doğup dünyaya kafa tutup bağımsızlığımızı kazanmışız ama pekçok gelişmeyi takip etmekte gecikmişiz…

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki o ulusal kalkınma modeliyle bu açığı büyük oranda kapatsak da sonraki süreçte aynı hızda bir büyüme ve atılım sağlanamamış…

Üretmekten çok tüketmeye yönelen anlayışla  geldiğimiz nokta ortada…

Altyapı ve altyapımız üzerinde yükselen bilim, din, sanat, eğitim, siyasal kurumlar, hukuk vs. ne kadar sağlam  görüyoruz…

Zihniyet dönüşümü ve ilerleme için zamana ihtiyacımız olduğu ortada…

O nedenle dün Vali Yardımcımız Halil Serdar Cevheroğlu’nun ‘’Kadın Erkek Eşitliği Birimi’’ ile ilgili ‘’Hiç başvuru yok’’ açıklamalarına bakınca şaşırmadım…

Eminim O da şaşırmamıştır…

Başvuru olmaması, kadın-erkek eşitsizliği sorununu yaşamıyor ya da kadınların negatif ayrımcılığa uğramıyor olmasından değil…

‘’Kadın-Erkek Eşitlik Birimi nedir, ne yapar, nasıl çalışır, topluma katkısı ne olacak vs’’ çok da iyi bilinmiyor…

Çünkü daha TBMM’de ve onu takiben büyükşehir ve il genel meclisinde kurulan ‘’Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonları ne iş yapar’’ diyen milletvekilleri, meclis üyeleri var…

Biz daha bazı şeylere yeni yeni alışıyoruz…

Belli bir eğitim, kültür seviyesine ulaşmadan pat diye sorunları çözmeyi beklememeliyiz. Ama bu süreci kısaltmak adına çaba göstermeli, mücadele etmeliyiz…

Bu mücadeleyi de Antalya veriyor…

En azından bu konuda duyarlı yöneticiler var…

Özellikle Vali Yardımcımız Halil Serdar Cevheroğlu’nu kutluyorum…

Kadın, çocuk, engelli, yaşlı ve toplumda ayrımcılığa uğrayan tüm gruplara karşı içten ve özverili çalışma yapıyor…

Aynı duyarlılığı tüm birimler ve kurumlar da göstermeli…

Gerisi o zaman gelecektir…

Sorunlar daha çok günyüzüne çıkıp, irdelenecek ve çözümler üretilecektir…

Bunun için de biraz zaman, biraz emek lazım…