Bakmayın, siz Türkiye Cumhuriyeti’ni ve onun kurumlarını, Atatürk ve ilkelerini yıkmaya, ortadan kaldırmaya, dinamitlemeye, yozlaşmaya çalışan anlayışa…

Bakmayın, üniter yapıya saldırıya ve bu saldırının parçası olanların oyunlarına…

Bakmayın, ABD’nin maşalarının ülkemizi bölüp parçalamaya çalışan kurgudaki aktif görevlerine…

Bakmayın, yargının baskı altına alınmasına, eğitimin, sağlığın tarumar edilmesine…

Biz, tarihin her döneminde tüm karanlık oyunlara, dışarıdan yönetilen ve içerden desteklenen senaryolara kafa tutan, bu oyunları çöpe atan, emperyalistlere ders veren milletin torunlarıyız…

Biz ki küllerinden bağımsız bir devlet yaratan, yokluk ve yoksulluk içinde ulusalcı politikalarla o devleti ayağı kaldıran, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla dünyaya örnek, ezilen uluslara ışık olan bir milletiz…

Kim yıkabilir ki bizi…

Hiç kimse ama hiç kimse bunu aklının ucundan bile geçirmesin…

Küçücük çocuklarımız, gençlerimiz bugün yaşananlara en demokratik haklarını kullanarak bayrak açıyorsa, Türkiye Cumhuriyeti’ne, onun kurumlarına ne kadar bağlı olduğumuz ortadadır…

9 Yaşındaki bir öğrencimiz, ‘öğretmeninin’ antidemokratik uygulamasını cesurca eleştirebiliyorsa, demokrasiye ne kadar düşkün olduğumuz aşikardır…

Canları pahasına 7’den 70’e vatandaşlarımız, sokakta demokrasi istiyorlarsa bu açıktır…

86 Yaşındaki ninemiz, son nefesine kadar gericilerle mücadele edeceğini söylüyorsa, biz ayaktayız…

GDO’lu aydınlara rağmen hala son nefesine kadar direnen sanatçılarımız, yazarlarımız varsa kimse karanlık planları konusunda çok umutlanmasın…

Birileri yaşam biçimimizden, özel hayatımıza kadar her alanda karanlık fikirlerini hayata geçirmeye çalışsa da Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı, Atatürk’ün izindeki halkımız buna izin vermeyecektir…

Ne diyordu Nazım Hikmet;

Akın var

Güneşe akın

Güneşi zapt edeceğiz

Güneşin zaptı yakın!

Kadın-erkek, genç-yaşlı, sağcı-solcu, Tük-Kürt, Alevi-Sünni Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkan halkımız aydınlığa yaklaştı…

Evet, güneşin zaptı yakın…