
İbrahim Akkaya
7 dil ve 7 din ve Halil İbrahim Sofrası
Mardin böyle tarif ediliyor.
Yaklaşık 30 medeniyete ev sahipliği yapan Mardin’de 7 ayrı dili konuşan ve 7 ayrı dini inancı olan insanlar, barış içinde yaşamlarını sürdürüyorlar.
Kimse ötekileştirilmiyor.
Kimse başka dili konuşuyor, başka dine mensup diye diğerine kem gözle bakmıyor.
Kıyı Ege Belediyeler Birliği’nin semineri nedeniyle 4 gün geçirdik Mardin’de.
İnsanların böylesine barışık, böylesine güler yüzlü olması alında çok şaşırtıcı.
Neden mi ?
Mardin’in hemen yanı başında Suriye’de savaş var.
Bizim siyasi otorite de bu savaşa müdahil olmak için çırpınıp duruyor, ‘haydi savaşalım’ diye diğer ülkelerin kapısını çalıyor..
Mardin’in Nusaybin İlçesi’ndeki Kamışlı Sınır Kapısı’nın çok tehlikeli olmasına rağmen sıfır kilometreye kadar gittik, sınırın öteki yanında çatışmalar sürerken, Mardin’de
Kürt, Türk, Arap, Süryani, Yezidi, Yahudi, Ermeni olmak üzere 7 din ve 7 dilin mensuplarını, asırlardır aynı çatı altında bir arada barınıyor ve herkes savaşın barış tehdit ettiğini belirterek, silahların bir an öce susmasını istiyor.
Mardin, gerçekten muhteşem bir şehir..
Tarih boyuncu da hiçbir etnik çatışmaya, ırkçılığa ve bölücülüğe prim vermemiş.
4 günlük gözlemlerimden çıkan Mardin halkı asla tahriklere kapılmaz, savaş, bölücülük, ırkçılık, birlikte yaşama ülküsünün en büyük düşmanı olan etnik çatışma asla bu kentin kapısından içeriye giremez..
Mardinliler, bu
Barışı sürdürmekte kararlı..
Buram buram tarih kokan topraklarında Ermeniyi, Yahudiyi, Kürdü, Arabı, Türkü, Yezidisini ve birçok farklı dinleri ve dilleri bir arada hoşgörü içinde barındırmaya devam etmekte de kararlı.
Ezan sesi ile kilise ve manastır çan seslerinin harmanlandığı bir özel kentimiz Mardin..
7 dil ve 7 dine mensup kişiler Halil İbrahim Sofrası’nda buluşuyor ve savaş çığırtkanlığı yapanlara en iyi yanıtı veriyor Mardin’de..
Kavga asla yok..
Fitne, fesata hiçbir zaman geçit yok.
Ayrımcılık Mardin sınırlarına giremiyor.
Huzuru bozmak isteyenler zaman zaman sızmak istese de Mardin halkı elinin tersiyle itiyor bu karanlık düşüncede olan kişi ve gurupları..
Her karış toprağından tarih fışkıran bu kent herkese huzur veriyor.
Mardin’de kaldığımız 4 gün boyunca sanki başka bir dünyada gibiydik.
Bir rüya gibiydi Mardin gezisi..
Bu rüyadan uyanmayı istemedik..
Ama seminerin süresi bitince evimize, kentimize yıllarca unutulmayacak anılarla ve her biri bir hazine olan tarihi eserlerin büyüsüyle döndük.
Özellikle Ahmet Ümit’in bir kitabında sıkça sözünü ettiği Süryani manastırı Mor Gabriel’den çok etkilendiğimi vurgulamak istiyorum.
Bir de sayıları hızla azalan ve büyük bölümünün İsveç’te yaşadığı belirtilen Yezidiler’in inanç ilkeleri beni çok etkiledi.
Yezidiler, peygamberlere inanmıyor, tanrı ile kulun arasına kimsenin giremeyeceğini savunuyorlar..
Mardin’den bir de selam getirdim..
Kimden mi ?
Polis olup da polis gibi görünmeyen kişi olarak bilinen Antalya eski Emniyet Müdür Yardımcısı Akif Aktuğ’dan..
Dünyaya örnek olan projeleri ile tanınan ve şark görevi nedeniyle Mardin’e atanan Aktuğ, Mardin’de trafiği düzene sokmanın çabası içinde, harıl harıl çalışıyor..
Antalya’ya, dostlarına kucak dolusu selam getirmemi istedi..
Ben üzerime düşeni yapıyorum..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.