
Songül Başkaya
Artık uzlaşı zamanı…
Ülkenin en tepesindeki isimden başlayan ve dalga dalga yayılan kavgacı, çatışmacı, ayrıştırıcı dil ve söylemler toplumu sardı. Her makamda, her yaşta bu üslubu görmek mümkün. Son yıllarda artan şiddet olayları, demokratik eylemlerde canını kaybedenler, ekmek almaya giderken canından olan çocuklarımız…
Ve en çok da ‘sevdiklerinin’ kurbanı kadınlarımız…
Geleceğimiz tayin eden yasaların çıktığı, planlamaların yapıldığı, bütçenin onayladığı Meclis’te bile şiddet var…
Artık dur deme zamanı geldi de geçiyor. Bunun için başta Cumhurbaşkanı olmak üzere ülkenin en etkili isimlerine büyük görevler düşüyor. Herkes üzerine düşen adımı atmalı, gereken sağduyu ve anlayışı göstermelidir…
Burada Meclis Başkanlığı da önemli bir makamdır. Türkiye’de Cumhurbaşkanı’ndan sonraki en etkili isim, Meclis Başkanı’dır. Meclis’in Anayasa ve yasalara uygun, tarafsız, ilkeli, ülke saygınlığına gölge düşürmeyecek şekilde şeffaf yönetilmesi gerekir…
Türkiye siyasetinin normalleşmesi açısından da önemli olan Meclis Başkanlığı makamı için şimdi Meclis’te yeni bir dönem başladı…
30 Haziran ve 1 Temmuz günlerinde Başkanlık seçimi yapılacak. Adaylık başvurusu, bugün saat 24.00'te sona erecek. Muhtemelen Başkanlık için 4 aday yarışacak…
CHP’nin adayı Deniz Baykal, AKP’nin adayı İsmet Yılmaz, HDP’nin adayı Dengir Mir Mehmet Fırat ve MHP’nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu…
Dört aday arasında bilgi, birikim, tecrübe, güvenilirlik, tarafsızlık, Cumhuriyet ve devrimlerine bağlılık konusunda en şanslı isim Baykal olarak görülüyor…
Bugün gazetemizde yayımlanan röportajda da ifade edildiği Baykal’ın Meclis başkanı olması Türk siyasetindeki sorunların çözümüne de büyük katkı sağlayacaktır…
Elbette siyasi partiler ilk turda adaylarıyla Başkanlık yarışına katılabilir ama sanıyorum sonrasında bir uzlaşı sağlanacaktır…
Bu illaki bir koalisyonun habercisi falan değildir…
Kamuoyunda yükselen AKP-CHP koalisyonu da olsa MHP-CHP’nin dışarıdan destekli koalisyonu da olsa diğer seçenekler de gündeme gelse her haliyle Meclis’in yönetimi ve işleyişi önemlidir…
Meclis’in yürütmenin etkisinden kurtularak bağımsız yasa koyuculuğu görevini yürütmesi, kürsü ve ifade özgürlüğünün sağlıklı işleyebilmesi, demokratik, tarafsız, şeffaf yönetimi sanıyorum ki tüm milletvekillerinin ortak arzusudur…
Bunu sağlayacak Meclis Başkanı’nı seçmek için milletvekillerine büyük görev düşüyor…
Tabii başta siyasi parti liderlerine…
İlk iş Meclis Başkanı’nı seçmek, ardından da Türkiye’deki çatışmacı havaya son verecek hükümeti kurmaktır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.