Antalya’yı isteyen Mussolini’ye Atatürk’ün cevabı

1922-1943 yılları arasında İtalya’yı yöneten ve 1945'te idam edilen Benito Mussolini bulduğu hemen her fırsatta Antalya ve Akdeniz bölgesine İtalyan askerlerini çıkarma tehdidini tekrarlamıştı…

Benito Mussolini Libya’ya, Habeşiştan’a (Etiyopya’ya), Balkan ülkelerine saldırmış ve İspanya İç Savaşı’na askerlerini yollamıştı…Kendisinin “İmparator” olacağı Büyük Roma İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmak için yanıp tutuşan Benito Mussolini İtalyan ordusu Yunanistan işgali sırasında yenilince Almanya’yı, Hitler’i yardımına çağırmıştı…

Mustafa Kemal Atatürk Çankaya Köşkü’ne gelen ve İtalya’nın/ Benito Mussolini’nin Antalya ile Türkiye’nin Akdeniz bölgesi üzerindeki isteklerini tekrarlayan Mussolini’nin temsilcine cevap olarak birkaç dakika müsaade isteyerek odadan çıkmış ve üzerindeki giysileri Mareşal Üniformasıyla değiştirerek geri dönmüştü…

Benito Mussolini’nin temsilcisi bunu görünce konuyu hemen kapatmıştı…Yıllar sonra Benito Mussolini Asya ve Afrika’da Büyük İskender, Cengiz Han, Topal Timur, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman ve Napoleon’vari fetihler yapacaklarını, bunlara hazırlandıklarını ve artık İtalyan ordularının işgallere hazır olduğunu ilan etti…

Mussolini’nin adamları tarafından organize edilen İtalyan öğrenciler Roma’daki Türkiye Büyükelçiliği önünde “Antalya İtalya’ya aittir, Antalya’yı istiyoruz,” diye bağırarak gösteriler yapıyordu…

Mustafa Kemal Atatürk, Mussolini’nin temsilcisine bu kez şunları söyledi:

“Antalya İtalya’daki Büyükelçiliğimizin cebinde değil ki…Antalya buradadır…Ne diye gelip almıyorsunuz? Ekselans Mussolini’ye teklifim askerlerini Antalya’da karaya çıkarsın, savaşalım.Savaşı kim kazanırsa Antalya O’nun olsun!

1934'te Benito Mussolini Asya ve Afrika’nın büyük bölümünü işgal ederek Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurma planını ilan etmişti...

HARİKA TV DİZİSİ: "M. Il figlio del secolo-Mussolini: Son of the Century"

Joe Wright insanlık tarihinin 20. yüzyıldaki serüvenlerini anlatma konusunda yaşayan en değerli yönetmen...

Yaratıcının en az üç başyapıtı var:

"Atonement" (2007), "Darkest Hour" (2017) ve "M. Il figlio del secolo-Mussolini: Son of the Century" (2025)...

Bu filmlerden ilkinde Dunkirk tahliyesini , ikincisinde Hitler'i intihar ettirmek için Rusya'nın Gürcü asıllı lideri Stalin ve ABD başkanı Roosevelt'le işbirliği yapan İngiliz siyasetçi Winston Churchill'i konu aldı...

26 Mayıs 1940 Pazar günü Fransa ile Belçika’yı Alman işgal ordusuna karşı savunan ve başarısızlığa uğrayan 400 bin asker Kuzey Fransa’daki, Belçika sınırına 10 kilometre uzaklıktaki, Dunkirk sahilinde köşeye sıkışmıştı…

Alman Hava Kuvvetleri Mareşali Herman Göring, bu 400 bin askerin imhası ya da teslim alınması onuruna erişebilmek için Führer / diktatör Adolf Hitler üzerindeki etkisini, nüfuzunu kullanarak görevin kendisine bağlı güçlere verilmesini sağladı…

Hitler’in tankçılar dahil kara kuvvetlerine “Siz karışmayın, bu operasyonu hava kuvvetlerinin başarıyla halledeceğine eminim!” emri üzerine Alman kara orduları Dunkirk harekatını hava kuvvetlerine devredip durumu seyretmek zorunda kaldığından 123 bini Fransız diğerleri İngiliz, Belçikalı, Kanadalı yüz binlerce asker çoğunluğu İngiltere’den gelen 800’den fazla her ebatta, her boyutta askeri ya da sivil tekneyle Manş Denizi’ni / İngiliz Kanalı’nı geçerek 4 Haziran 1940 Salı gününe kadar İngiltere’ye ulaşmayı başardı…

Böylece Almanlar / Naziler savaşın en büyük zafer fırsatlarından birini (belki de sonrasında İngiltere’yi istila fırsatını) ellerinden kaçırdı…Dunkirk tarihin en başarılı tahliyesi kabul ediliyor…

338.226 asker tahliye edildi, 68.111 asker geride kalarak Almanlara esir düştü...

"M. Il figlio del secolo-Mussolini: Son of the Century"

Benito Mussolini'nin Libya'da düzenlediği soykırımı konu alan film:“Lion of the Desert-Çöl Aslanı: Ömer Muhtar” (1981)

Mustafa Akkad'’ı El Kaide terör örgütünün öldürdüğünü hiç unutmamalı

“The Message-Mohammed, Messenger of God-Çağrı: İslamiyetin Doğuşu / Hazreti Muhammed: Allah’ın Elçisi”nin yönetmeni Mustafa Akkad, 80 milyon dolarlık yapım bütçesi ve Sean Connery’le “Selahaddin Eyyübi” filmini yapmaya çalışıyordu…Bir başka film projesi de “İstanbul’un Fethi”ydi…

9 Mart 1977’de ABD sinemalarında gösterilmeye başlanan “The Message-Mohammed, Messenger of God-Çağrı: İslamiyetin Doğuşu / Hazreti Muhammed: Allah’ın Elçisi” Türkiye sinemalarına 19 ay gecikmeyle Ekim 1979’da ulaşabildi…

IŞİD’in eline geçen Ürdün’lü 26 yaşındaki pilot Muaz Safi el-Kesasibe ile 9 Kasım 2005 Çarşamba günü Ürdün Amman’da üç otele düzenlenen saldırıda 60 kişinin öldürülmesinin sorumlularından El Kaide terör örgütünün kadın üyelerinden Sajida Mübarek Rişhabi’nin takas edilebileceğine ilişkin haberler ajanslardan geliyor…Terörist kadın Sajida Mübarek Rişhabi Ürdün’de idam edilmeyi bekliyordu…

El Kaide’nin bu saldırısında “The Message-Mohammed, Messenger of God-Çağrı: İslamiyetin Doğuşu / Hazreti Muhammed: Allah’ın Elçisi” filminin yönetmeni Mustafa Akkad (1930 Suriye Halep doğumluydu) ile O’nun 34 yaşındaki kızı Rima Akkad Monla da hayatını kaybedenler arasındaydı

Mustafa Akkad ve kızı bir yakınlarının düğününe katılmak üzere Ürdün'ün başkenti Amman’da bulunmaktaydı…El Kaide üyesi teröristlerin bombalı saldırısı onları Hyatt otelinde bulmuştu…

Mustafa Akkad, ”İstanbul’un Fethi” filmini çekmek için gereken parayı Türkiye’den sağlayabilmek için 1979’dan sonra 25 yıl boyunca uğraştı; döndü dolaştı; çeşitli kişilerin, şirketlerin ve grupların tutmadıkları sözler ve vaadlerle oyalandı, kandırıldı, dolandırıldı…

Mustafa Akkad, yapım bütçesi için en az 80 milyon dolar gereken “Selahaddin Eyyübi” projesi için de gerekli finansmanı petrolden yüz milyarlarca dolar gelir elde eden Arap ülkelerinden sağlamayı başaramamıştı…Mustafa Akkad, “Selahaddin Eyyübi”de Sean Connery ile çalışmak istiyordu…

“Çağrı : İslamiyetin Doğuşu”nun çekimlerine de Fas’ta başlanmış ancak Suudi Arabistan Kralı’nın Fas Kralı’na baskıları sonucu çekim ekibi Fas’tan kovulmuştu! Suudi Arabistan’ın bütün engelleme çabalarına karşın Libya lideri Muammer Kaddafi’nin sağladığı 10 milyon dolarlık bütçeyle ve diğer olanaklarla gerçekleştirilen “Çağrı : İslamiyetin Doğuşu-The Message” Mısır’daki El Ezhar İslam Araştırmaları Akademisi’nin Müslümanlara tavsiyesini de elde etmişti…

“Hazreti Muhammed: Son Peygamber” adlı uzun metrajlı animasyonda da Mısır’daki El Ezhar İslam Araştırmaları Akademisi’nin gösterim izni/onayı bulunuyor.

“Çağrı : İslamiyetin Doğuşu”nun senaryosuna katkıda bulunanlar arasında 25 milyon dolarlık dev prodüksiyon “Waterloo”da da (Türkiye’de 1972’de “Waterloo Savaşı” adıyla gösterildi) çalışan Harry Craig de var.

Mustafa Akkad’ın “The Message-Çağrı : İslamiyetin Doğuşu” OSCAR ödülüne aday olmuştu...

“The Message-Mohammed, Messenger of God-Çağrı: İslamiyetin Doğuşu / Hazreti Muhammed: Allah’ın Elçisi”nin dünya sinemalarındaki ilk gösterimleri Mart 1977’den itibaren ABD, Fransa, Batı Almanya ve İsveç’te olmuştu…

“The Message-Mohammed, Messenger of God-Çağrı: İslamiyetin Doğuşu / Hazreti Muhammed: Allah’ın Elçisi” filmi Türkiye sinemalarınaysa 19 ay gecikmeyle ulaşabildi…

Mustafa Akkad’ın yönettiği, üç OSCAR ödüllü besteci Maurice Jarre’ın (“Lawrence of Arabia”, “A Passage to India”, “Doktor Jivago”nun da bestecisi) fon müziğiyle OSCAR ödülüne aday gösterilen “Çağrı : İslamiyetin Doğuşu-The Message” 1979 yılının son çeyreğinden itibaren Türkiye sinemalarında milyonlarca insan tarafından izlenmişti…

“Çağrı : İslamiyetin Doğuşu”nun galası

“Çağrı: İslamiyetin Doğuşu”nun 35 yıl önceki (Ekim 1979’daki) İstanbul galasınaysa (Balmumcu Kışlaönü’ndeki Mimar Sinan Üniversitesi Sinema TV Merkezi’nde düzenlenen) Mustafa Akkad ve bu filmde Hazreti Hamza rolünde olan iki OSCAR ödüllü Anthony Quinn de katılmıştı…

Muammer Kaddafi iki filmi cömertçe desteklemişti
11 Haziran 1974’te (tam 40 yıl önce) Muammer Kaddafi’nin lideri olduğu Libya Ankara’daki Kocatepe Camii’nin inşası için kesenin ağzını açarak 4 milyon 800 bin lira bağışta bulunmuştu…

Kaddafi her zaman cömert olmuştu: 12 Eylül 1975’te Kıbrıs Barış Harekatı’ndan dolayı Türkiye’ye uygulanan ABD silah ambargosunu delerek yedi adet F-5 Amerikan savaş uçağını da Türkiye’ye veren Muammer Kaddafi’ydi…

Kaddafi yönetmen Mustafa Akkad’a “The Message-Çağrı: İslamiyetin Doğuşu” (1977) için 10, “Lion of the Desert-Çöl Aslanı: Ömer Muhtar” (1981) için de 35 milyon dolar bağışlamıştı.

Benito Mussolini: "Demokrasi güzeldir. Size çok fazla özgürlük tanır; hatta onu yok etme özgürlüğü bile tanır" demişti...

Recep Tayyip Erdoğan 14 temmuz 1996 günü Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan Nilgün Cerrahoğlu imzalı söyleşide “Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz” ve “demokrasi bizim için amaç değil araçtır” demişti.

VATİKAN KATOLİK KİLİSESİNİN KARANLIK SIRLARI

Nazilerin kullandığı Enigma şifresinin İngilizlerce ele geçirilmesini konu alan "Enigma" (1995) ve yanardağ felaketini konu alan "Pompeii" (2003; Vezüv Yanardağı Milattan sonra 24 Ağustos 79'da patladı ve Pompeii kasabasını ve çevresindeki canlıları öldürdü...)
adlı romanların yazarı Robert Harris (1957) Papa seçimini konu alan "Conclave" adlı harika romanında (2016) 2005-2013 yılları arasındaki Katolik Kilisesi lideri Papa'nın Hitler gençlik teşkilatında görev aldığını, Naziler lehine savaştığını da dile getirmişti...

"Conclave" 2024'te harika bir filme dönüştürüldü ve İngiltere Kralı 3. Charles'ın kuzeni Ralph Fiennes Papa seçimini yöneten ve kendi de Papa adayı olan Kardinali canlandırdı...

Fiennes "The English Patient" (1996), "Schindler's List" (1993), A Bigger Splash (2015) adlı filmlerle hayranlar edindi...Fiennes "The English Patient" , "Schindler's List" ve "Conclave" ile üç kez Oscar adaylığı elde etti...

Komünistlerle ve Faşistlerle gizli anlaşmalar yapan papalar oldu...

Çocuklara tecavüz eden Katolik din adamlarını aklayan, cinsel suçlar dosyalarını örtbas eden Papalar oldu...

Bugün 1 milyar 400 milyon Katolik Hıristiyanı temsil eden Papalığın en üst düzey temsilcileri (259. Papa, 260. Papa, 261. Papa ve 265. Papa) Benito Mussolini, General Franco ve Adolf Hitler gibi faşist diktatörlerle işbirliği yapmışlardı...

MEHMET ALİ AĞCA'NIN PAPA'YA SUİKASTİ TAMAMEN GERÇEK BİLGİLERE DAYANARAK BELGESEL, DRAMATİZE EDİLMİŞ ROMAN HALİNE GETİRİLMİŞTİ...ROMANI SUİKASTE UĞRAYAN PAPA'NIN EN YAKINI KALEME ALDI!

Mehmet Ali Ağca, 13 Mayıs 1981 tarihinde, Roma’da, Vatikan’ın önündeki Saint Peter Meydanı’nda, Polonya doğumlu 264. Papa’ya (1920-2005) ateş etti...Açtığı ateşle iki kurşun alan Papa yaralandı ama ölmedi...

"To Kill The Pope : An Ecclesiastical Thriller" adlı romanda 264. Papa'nın en yakın çevresinde yer alan Tadeusz Witold Szulc ( 1926 –2001) Ağca’nın Papa’ya suikast girişimini ve konunun arka-planını anlatıyor...

Romana göre, Vatikan’da etkin bir Fransız kardinal, kiliseye zararlı gördüğü Papa’yı öldürtmeyi planlamış, bunun için Fransız istihbaratının başındaki Alexander de Marenches’e başvurmuş, o da Fransa’daki bir Türk örgütünden yardım istemiş…Ağca’yı İpekçi cinayetinde de kullanmış örgütün Fransa’daki uzantısı… De Marenches’in o örgütten yardım istemesinin sebebi de Ağca…

Cezaevinden kaçtığı 23 Kasım 1979’dan hemen sonra gazetelere gönderdiği bir mektupta, Ağca, doğrudan Papa’yı hedef almıştı. Mektup Papa’yı Haçlı Seferleri’ni sürdürmekle suçluyor, o sıralarda Türkiye’ye ziyareti beklenen Papa’yı, gelirse öldürmekle tehdit ediyordu.

Yazar romanına bir ek koymuş. O ekte, anlattıklarının, Vatikan tarafından CIA ile işbirliği halinde yürütülmüş bir soruşturmanın raporuna dayandığını açıkladı...

FİLM ÜRETİMİNDE REKOR KIRILDI:

Viktor Apalaçi:

"Bu yıl (2025'te) Cannes’a 56 ülkeden rekor sayıda, 2909 film müracaat etti. Bunların 1127 adedi sanatçıların ilk filmleriydi. Pandemi yıllarında Cannes’a başvuran film sayısı 1000 – 1500’e düşmüştü. O yıllarda sinemanın öldüğü ileri sürülmüştü. İnsanların sinema salonlarına dönmeye başlaması, Cannes’a katılmak için 2909 filmin müracaat etmesi yukarıdaki iddiayı çürütüyor. Resmi seçkide yer alacak 50 – 60 filmin yüzde 32’si kadın, yüzde 68’i erkek sinemacıların elinden çıkma. Başkan İris Knobloch “Cannes her yıl sinemanın büyüsüne teslim olur” derken, Genel Direktör Thierry Frémaux, Orson Welles, Quentin Tarantino, Jane Campion’un aralarında bulunduğu sayısız ünlü yönetmenin ilk çıkışlarını Cannes’da yapıp uluslararası şöhreti yakaladıklarının altını çizdi. Genç yetenekleri keşfetmekle ünlü olan Cannes Film Festivali’nde, bu yıl Belirli Bir Bakış bölümünde yarışacak filmlerin yarısı ilk filmlerini yapan sinemacılara ait. Geçen yıl bu bölümde 4 kadın yönetmen vardı, bu yıl bu sayı ikiye katlandı."

Vatikan Katolik Kilisesi hakkındaki en önemli filmler:

The Shoes of the Fisherman-1968

Das Konklave-The Conclave-2006

Amen-2002

Conclave-2024

The Cardinal-1963

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Sonok Arşivi

Kurtlar Sofrası Bir Kez Daha Kuruldu

29 Ağustos 2025 Cuma 09:24

AKP'liler orman yangınları için ne öneriyor?

27 Ağustos 2025 Çarşamba 09:39