Antalya Bölge İdare Mahkemesi’nde şuana kadar sayısız dava açan bir vatandaş, meclis üyesi olarak 2. Bölge İdare Mahkemesi’nin çevre konusunda emsal teşkil edecek kararına çok sevindim. Vatandaşın çevresine sahip çıkmak için vermek istediği yargı mücadelesine engel teşkil eden yüklü bilirkişi ve harç masraflarının ileride haksız çıkan taraftan alınmak üzere Hazine'den karşılanarak mahkemeye yatırılmasına hükmedilmesi anlamlı bir karardır…

Nihayetinde daha baştan yargı yolunu tıkayan adım en azından ötelenmiştir. Mahkeme sonunda çevreyi korumak isteyen tarafa kalacak bile olsa bu bedel, dava açma hakkı kaybedilmemiş olacaktır…

Tarım alanlarını, su kaynaklarını, ormanları katleden, kirleten, betonlaştıran imar plan tadilatlarına ya da tesislere karşı dava açmanın avukatlık bedeli dışındaki çok yüksek bilirkişi bedelleri ve harçlarını ödemek zorunda kalmayacaktır, çevreciler ve köylüler…

Benim gibi çevre tahribatı ve yanlış imar plan tadilatıyla savaşan bireyler bir nebze olsun rahatlayacaktır…

Meslek odaları açısından da bu karar uygulanabilirse, onlar da yüksek dava açma maliyetlerinden kurtulacaklardır…

Öyle ya Anayasa'nın 56'ncı maddesi gereği çevreyi korumak devletin ve vatandaşın ödevi değil mi…

Ne diyor, Anayasamızda “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini geliştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler’'…

Türkiye’de ve ilimizde pek çok HES karşıtı eylemin yargı ayağı için günlerce yardım toplanmış ya da etkinlikler organize edilerek masrafları çıkarılmıştı…

Pekçok dava da zaten tüm bu nedenlerle meslek odalarına kalmıştı…

Oysa yüklü harçlar ve bilirkişi inceleme masrafları olmasa inanıyorum ki yargı mücadelesi daha da artacaktır…

Tabi gönül ister ki yargı mücadelesine gerek kalmasın ve yerel yönetimlerle, merkezi idarenin kararlarıyla, doğru ve yerinde uygulamalarıyla sorunlar aşılsın…

Ama olmuyor…

Ankara’dan Türkiye’yi şekillendirmeye çalışanlar da yanılıyor, hatta kimi zaman yerel yönetimler de şaşırıyor…

Belki biraz siyaset biraz da yatırımcıya kıyak…

Sonuç ise hüsran…

İşte Türkiye’nin ve Antalya’nın geldiği nokta maalesef budur…

Ama en azından bakın güzel gelişmeler de oluyor…

Böyle örnek kararlara imza atan tüm yargı mensuplarını kutluyorum…

Devamı gelsin…