“Adam Kayırmacılık” Alışkanlığı

“Adam Kayırmacılık” bütün dünyada yaygın bir kötülük ama, az gelişmiş ülkelerde alışkanlık oldu artık. Peki alışabildik mi? Çok istiyorlar ama, ne yolsuzluğa alışabildik, ne de adam kayırmacılığa!

Sorsan, bizatihi bu işi yapanlar inkar ederler. Ama yalan söylerler!

“ Adam kayırmanın olmadığını söylerlerse yalan olur.” Der Huma Qureshi .

Bizimki gibi toplumlarda, siyasete girerken, işe alınırken, görevde yükselirken, adam kayırmacılık neredeyse olağan hale gelmiştir. Bunun son örneğini de, partilerin yerel seçimler için aday adaylarını seçerken yaptıklarında gördük. Liyakatın, hizmetin, çalışmanın ve emeğin çoğu kez gözardı edilip, eş, dost, akraba, ve arkadaş arasında seçim yapıldığını, seçilme kıstasının bu olduğunu gördük! Peki şaşırdık mı? Hayır!

Mesela CHP’ nin düpedüz harcadığı çok değerli aday adayları vardı. İnsan üzülüyor. Vefasızlık ve başarıyı görmezden gelme, parti yönetimine yakışmadı aslında. “ Sen, ben, bizim oğlan” felsefesini sürdürecek olurlarsa, partide çalışacak adam ya da kadın bulamazlar!

Kadınlarda da aday seçilenler, bence yeterli sayıda değildi! Unutulmamalıdır ki; kadın kontenjanı bir lütuf değildir. Kadın ve erkek aday sayısı eşitlenmelidir. Eğer bu yapılmayacaksa; benim naçizane önerim, bir “Kadın Gücü” Partisi kurulmasıdır. İnanın oy patlaması yaşanır.

“ Adam kayırmacılık, yolsuzluğun, en düşük ve en az yaratıcı biçimidir.” Tanımını yapıyor Daniel Alarcon. Gerçekten de öyle!

Ayrıca birini kayırıp, diğerine haksızlık yapmak, bir çeşit despotluk değil mi sizce de? Bakın bu konuda Danielle Tremblay’ da bizim gibi düşünmüş, diyor ki;

“ Despotizm despotu, adam kayırmak, despotun genlerini destekler.”

Ne adam kayırmacılığa izin verelim, ne de despotluğa! Özellikle biz kadınlar, bunlara katlanmak zorunda değiliz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aysel Bereke Arşivi

Olağanüstü gündemlerden yorulduk!

04 Eylül 2025 Perşembe 11:04

30 Ağustos Zafer Bayramı

31 Ağustos 2025 Pazar 14:47

“Eski Türkiye” neden özleniyor?

28 Ağustos 2025 Perşembe 10:57

Yoksulluk en çok çocukları vuruyor!

25 Ağustos 2025 Pazartesi 10:54

Siyasetin tanımını değiştirdiler!

21 Ağustos 2025 Perşembe 11:12

Döneklik zor şey!

18 Ağustos 2025 Pazartesi 10:59

Bindik bir alamete…

14 Ağustos 2025 Perşembe 15:47

Sahtekarlık ve usulsüzlük diz boyu!

11 Ağustos 2025 Pazartesi 15:24

Masa da ne var?

07 Ağustos 2025 Perşembe 12:57

Dostları arkadaşları olmalı insanın

04 Ağustos 2025 Pazartesi 11:27