Türkiye'de de artık derin yoksulluk dediğimiz bir şey var. Açlıkla terbiye ediliyor insanlar. Dünyada 344 milyon insan açlık tehdidiyle yaşıyor, yaklaşık 2 milyon insan açlıktan ölmek üzere. Türkiye'de bile yetersiz beslenme ciddi bir problem. Devlet okullarındaki çocukların yaklaşık yüzde 60'ı kahvaltı etmiyor, yüzde 10'a yakın bir bölümü akşam yemeği yemeden yatıyor.

“4. Uluslararası Gıda Kimyası Kongresi” geçtiğimiz hafta Antalya’da gerçekleşti. Fonksiyonel gıdalar, gıda katkı maddeleri, gıda güvenliği, biyogüvenlik, organik gıdalar, coğrafi işaretleme, gıda toksikolojisi, sürdürülebilirlik ve daha birçok başlık altında mevcut alanımızdaki durumumuz ve geleceğe yönelik yenilikçi çözümler konunun uzmanlarınca konuşuldu, tartışıldı.

Ancak benim bu kongreden çıkardığım çok acı reçeteler var. Geçtiğimiz günlerde de yine buradan konu ettiğim ‘Tarımda yeterliliğimiz bitti” başlıktaki yazımda belirttiğimiz gibi acil olarak bizim çocukluğumuzdaki gibi kendi kendine yeten, kendi gıda güvenliğini kendisi güvenceye alan bir ülke olmaya başlamamız gerekiyor. Öyle ki; bu aynı zamanda stratejik bir güvenlik meselesi haline gelmiş durumda.

Gıdanın 3’te 1’i Çöpe Gidiyor…

Dünyada 9.9 milyar ton gıda üretiliyor. Bu miktarın 5.5 milyar tonunu hayvanlar, 4.4 milyar tonu ise insanlar tarafından tüketiliyor. Ancak bu 4.4 milyar tonluk insan tüketimine sunulan gıdanın üçte birinin hiç insan midesine gitmeden doğrudan çöpe gidiyor. Bu israfın yanı sıra küresel gıda dağılımındaki adaletsizlikler de çok çarpıcı. Bir tarafta 735 milyon insan aç, diğer tarafta ise 1 milyar insanın obez… Özetle sevgili okurlar; bir tarafta israf var, bir tarafta obezlik var ve bir tarafta açlık var… Bu arada mevcut küresel gıda arzının aslında 8.2 milyar insana yetecek düzeyde olduğunuda unutmayalım...Bu 1.3 milyar tonluk israfın, dünyadaki milyonlarca aç insanı dört defa doyurabilecek potansiyele sahip olduğu anlamına geliyor.

2050 Yılında 91 Milyon Olacağız…

Hem dünyayı hem de ülkemizi bekleyen bir diğer konuda nüfus artışı…Gıda konusunda bu kadar makasın açılması nüfus artışı ile birlikte endişeleri de arttırıyor. Nasıl mı? Dünya; 2050 yılında 9.7 milyar, Türkiye nüfusunun ise 91 milyon civarında olması öngörülüyor. Yani mevcut yöntemlerle devam edilmesi durumunda 2050'li yıllarda yüzde 56'lık bir gıda ihtiyacı artışı bekleniyor uzmanlarca. Bu da Hindistan'ın iki katı büyüklüğünde ilave tarım alanına ihtiyaç duyulacağı demek.

Dünyada yaklaşık 1 milyara yakın aç insana karşılık 2,5 milyar aşırı kilolu ve obez bireyin bulunduğu ve Türkiye'nin de bu konuda başı çeken ülkelerden biri olduğunu gerçeğini unutmayalım. 2022 verilerine göre Türk insanının kişi başına 3 bin 785 kalori tüketerek Amerika'dan sonra ikinci sırada geliyor… Ancak yazımın başında da belirttiğim gibi ÇELİŞKİLER ülkesiyiz. Bir tarafımız obezken bugün devlet okullarındaki çocukların yaklaşık yüzde 60'ı kahvaltı etmiyor, yüzde 10'a yakın bir bölümü akşam yemeği yemeden yatıyor…

Sevgi&Saygı