Ey görev sahibi, ey etkili ve yetkili oluşumlar her kimse vatandaş yanıyor, insanlar alenen kazıklanıyor.

Ey 6502 sayılı yasanın, Anayasa’mızın ve diğer meri mevzuatın ilgili hükümleriyle evrensel hukukun uygulanarak insan haklarının (tüketici haklarının) korunmasında mesuliyet sahipleri olan kurum ve kuruluşlar kişi ve sorumlular her kimse; anılan yasaları, insanlığın sürdürülebilir kaliteli yaşamının temininde ayıplı ve kusurlu hareket edenler; kanun suçu işlediğinizin farkında misiniz, insanlık adına, geleceğin nesilleri ve zürriyetleri adına, Türk Milleti adına masumlar, canı yananlar, kazıklananlar, kötü niyetli tacirlerce istismar edilenler haykırıyor, ne zaman duyacaksınız?

Olayı açıklıyorum: TV ekranlarından da insanlar bas bas bağırıyor, "imdat diyorlar. Çarşıda pazarda yenilecek meyve yok. 200 TL veriyorsunuz küçük bir karpuz alıyorsunuz, kıp kırmızı, " Oh ne güzel " diyorsunuz ne tadı var ne tuzu, hayvanlara verseniz eşek bile yemez, yenecek ne elma ne armut, ne çilek, ne kayısı var. Hepsi de saman gibi ne tadı var ne de doğal aroması var. Hepsi de kimyasal teröre ve gıda terörüne kurban edilmiş. Yetmedi, yenilecek durumdaki kiraz 350-375 TL, çilek 200-225 TL, elma, armut 80 TL’den aşağı değil, muz 125 TL. Haydi bir de kasaba uğrayalım dedik. Kalitesiz üründen kaliteliye doğru 750- 1000-1100 TL arası. Et ve et preparatları. Bir insan düşünelim, yeterince protein ve vitamin alamazsa ayakta kalabilir mi, sağlıklı yaşayabilir mi, bir millet düşünün, aynı durumlara düçar olursa zayıf düşen bedenler; verem başta olmak üzere, bir çok bulaşıcı, sari hastalık ve enfeksiyonlara maruz kalmaz mı, bu insan çalışma gücünü kaybetmez mi, gerektiğinde düşmanına karşı savaşabilir mi, tüm bu durumları ilim bilim, akıl ve izan ölçeğinde değerlendirdiğimizde denetimsiz kalmış piyasalarda, kalite kontrolü yapılmayan, suç işleyen, bireyi istismar ederek kötü mal satan, buna rağmen fahiş para alan tacir esnaf vb. ticari sektörler hakkında rutine dayalı denetimlerle cezai işlem uygulanması gerekmez mi?

Bilinmektedir ki bireylerin sağlığı başta olmak üzere, her bakımdan insanımızın maddi ve manevi fiziki ve ruhi açılardan da korunması hususu, Anayasal hükümler içeriğinde tarif edilmiştir. Bir zaruret bir mecburiyettir. Ayrıca benzeri hukuk düzeni ve düzenlemesiyle bu tur olumsuzluklar karşısında kimin nasıl, nerede ve ne şekilde görev yapması gerektiği de ilgili yasa ve yönergelerle tarif edilmiş ve sınırları belirlenmiştir.

Yegane arzu ve talebimiz: Tarifine bağlı kalarak milletçe sağlıklı, verimli ve kaliteli yaşam hakkımızın sağlanması hususu olmazsa olmazımızdır. Biline.