Son zamanlarda sıklıkla duyduğunuz kalp krizi haberleri sizi de endişelendiriyor mu? Hele ki bu krizlerin koronavirüsle ilişkilendirilmesine ne diyorsunuz? Kalp krizi ve ani ölüm vakalarındaki bu büyük artışın olası nedenleri üzerine birçok araştırma yapılıyor ve özellikle son yıllarda yaşanan Covid-19 pandemisinin bu durumla olan potansiyel ilişkisi konuşuluyor. Araştırmalara göre, koronavirüsle beraber 25 ila 44 yaş arasında kalp krizi oranı yüzde 30 arttı.

Sevgili okurlar, tüm medya kanallarında sıkça yer alan kalp krizi haberleri, toplumda haklı bir endişe iklimi yarattı ve bu durum, bireysel sağlık kaygılarının yanı sıra halk sağlığı açısından da önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaya başladı. Ülkemizde her yıl yaklaşık 250 bin kişiye kalp-damar hastalığı tanısı konuluyor ve maalesef bu hastaların 150 bini yaşamını kaybediyor. Dünya Kalp Federasyonunun hazırladığı rapora göre, her yıl yaklaşık 18 milyon kişi kalp hastalıkları nedeniyle erken ölürken bu rakamın 2030'da 23 milyona yükseleceği tahmin ediliyor.

Covid-19 Tetikledi mi?

Asıl merak edilen soru Covid-19 pandemisinin bu tabloya olan etkisi? Uzmanlara göre; Covid-19 mikrobunun doğrudan kalp kası ve damarları üzerinde zararlı etkileri olabileceği yönünde. Ayrıca Covid-19'un vücutta tetiklediği iltihaplanma süreçleri de kalp krizi risklerinde artışa sebep olabiliyor. Covid-19 geçiren kişiler uzun dönemde kalp ritim bozuklukları ve kalp yetmezliği gibi sorunları da yaşayabileceği öngörüsü bugünlerin yine tartışma konularından. Bu durum sadece ülkemizde değil, tüm dünya genelinde en önde gelen ölüm nedenleri arasında yer alan kalp ve damar hastalıklarının ciddiyetini ortaya koyuyor. İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce hastaların büyük çoğunluğunda kritik sinyaller verdiğini söylüyor.

Koronavirüsle Beraber Kalp Krizi Arttı

Son yıllarda Türkiye ve dünyada kalp krizinde artış göze çarpıyor. Bunun birçok sebebi olsa da en önemlisi COVİD-19 salgını olarak gösteriliyor. Son bulgular özellikle 25 ila 44 yaş arasında kalp krizi görülme oranının yüzde 30 arttığını gösteriyor. Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan’a göre kalp krizinde yaşam tarzı da etkili. Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme ve obezite gibi faktörler kalp krizi riskini yükseltiyor. Ayrıca yine pandeminin etkisiyle rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmesi de kalp krizine yönelik tedavide geç kalınmasına neden olmuş.
‘Koranavirüs-Kalp Krizi’ ilişkisini destekleyen bir diğer isim de Kardiyoloji Uzmanı Dr. Demet Erciyes. Covid-19’un kalp sağlığı üzerindeki etkisi hakkında Erciyes; "Covid-19 enfeksiyonunun kendisi doğrudan kalp kası ve damarları üzerinde ciddi hasarlara yol açabilen ve ölümcül sonuçlar doğurabilen bir hastalıktır. Covid-19 enfeksiyonunu klinik olarak belirgin semptomlarla geçirmemiş kişiler bile, bu virüsün potansiyel olumsuz etkilerine maruz kalmış olabilir” diyerek Covid-19 –Kalp Krizi ilişkisine dikkat çekiyor.

Sevgili okurlar özetle; pandeminin başlangıcından bugüne toplumun büyük bir çoğunluğunun Covid-19 mikrobuna maruz kalmış olduğu düşünülürse bu mikrobun kalbin üzerinde çeşitli etkileri olabileceği ve uzun vadede kalp sağlımızda bozukluklara yol açabileceği ihtimali göz ardı etmemeliyiz.