Her ne kadar öyle derlerse de bugün öyle yapmayacağız. Ve ‘kabak’ demeye devam edeceğiz.

Yani siyaset cambazlarına dokunacağız. Bazı toplumlarda nedense bir laf vardır, mesela biri siyasete mi soyundu o arkadaşa (elbette kazanana kadar) şöyle bir tepki verilir ‘o siyasete bulaştı’ ama arkadaş kazandı mı ardına düşülür. ‘Allah seni başımızdan şey etmesin’ yalakalıkları eşliğinde. Yahu bu arkadaş siyasete atılmadan öncede, sonrada aynı kişi.

 Hala sabah uyandığında esniyor, helaya gidiyor, kahvaltı yapıyor, vs.

Ne değişti?

 Arkadaş kazandı!

Pekala siyaset kurumuna bu yoğun ilgi neden?

Derlerse ki ‘vatana, millete hizmet’ ve siz de buna inanıyorsanız en tez zamanda siz de siyasete atılın kardeşim, sizin neyiniz eksik. Sanki siz o vatana, o millete hizmet edemeyecek misiniz?

Evet , ne demiştik bu kadar ‘ilgi’ neden?

Emeksiz yemek çok güzel de ondan! Herkes böylesini ister.

Birileri çıkmış diyor ki; ‘efem, ben sektörümü temsil edeceğim, ayrıca çok yakışıklıyım (veya güzelim) taliplerimi beklerim.’

Peki arkadaş senin siyasi fikrin ne?

…..

 Topluma hangi pencereden bakıyorsun?

 (Bu angutlar anlamaz, bilmez. Şunu demek istiyoruz Sağcı mısın, Solcu mu)

……

Bugüne dek hangi toplumsal sorunla ilgili olarak açık, net tutarlı bir görüş belirttin?

……

‘Ama ben çok şeyim, ayrıca hangi parti beni davet ederse şey ederim.’

Başka kapıya…. Yürrü ancak gidersin!

Diğer toplumlara bir bakın, hangi yasama meclisi üyesi, hangi imkanlara, imtiyazlara sahip?

Yani çoluk, çocuğu ve yedi sülalesi, milletin vergileriyle bedavadan yaşıyor mu?

(hadi görev yaptıkları sürece ziftlendikleri neyse de ulan görevi bıraktıktan sonra bile bu saltanatın sebebi ne ola ki)

E, yakışıklı iş adamı falansınız, paranız da çok, iş hayatında başarılı olmuş çok mal mülk falan yapmışınız. Ama toplumda hala bir ‘statüye’ ihtiyacınız var!

 ‘Sayın vekilim’ lafı da pek hoş geliyor kulağa. Neden olmasın.

Bir siyasal görüşe yıllarca hizmet etmişiniz. E ,bir ödüle gerek var neden ‘vekil’ olmayacaksınız ki. (en dürüst olanı da bu grup)

Ben yıllardan beri yazar söylerim Osmanlı da olmayan ‘aristokrasi’ bu Cumhuriyet devrinde ortaya çıktı.

Yanlıştı demiyorum. Kaçınılmazdı.

 Aristokrasisi olmayan her toplum bir süre sonra kendine zorlama bir aristokrasi yaratır. Bu toplumsal olgunluğa göre kimi zaman saltanattan kalma ‘Dük, Düşes, Kont, Kontes vs ‘ olur, kimi zaman bunlara Prof. Bilmem kimler eşlik eder. Bazılarında Büyük savaşlardan kalma zaferleriyle anılan ‘generaller’ de bu konvoya katılır. En son halkada zengin iş adamları bu ekibi takip eder. Ama bunlar gerçek iş adamlarıdır, sanayicidir, toprak ağasıdır. Yap-sat tayfasından değillerdir. Maliyet hesabı yapabilecek kapasitede olan insanlardır. Asla ‘sabah yatırım, öğlen başa baş noktası, akşam kar’ demezler. Siyasete bizzat girmezler girecek olanlara vaziyet ederler.

Kısaca; hiçbir aristokrat unvanı olmayan toplumlarda Meclis üyeliği hiç de fena bir sıfat değildir. Dolayısıyla da talibi çoktur. Ama eski bir deyimin dediği gibi durumlarda mecburen hasıl oluyor (nerde çokluk, orada b….k)

Oysa mevcut siyaset mekanizması bambaşka dengeler üzerine kuruludur. Bırak partinin oy vereni delegesinin bile esamesinin okunmadığı bir temel üzerine inşa edilen siyasi kurumlar, kerameti kendinden menkul liderlerin sultası vasıtası ile yönetilir. Böylece de nasıl eskiden krallar unvan dağıtıyorsa şimdi de  o sözün ona ‘liderler’ unvan ya da vekil adaylığı dağıtırlar. Sistemin ana yapısında ki bu arızayı göremeyen toplumsal kesimlerde o unvanı kapmak için takla üstüne takla atmaya başlarlar.

Kimi çıkar ‘ben sektörümü temsil edeceğim’ der, kimi çıkar ‘Rabbim beni bu göreve layık gördü!’ der.

Diğerlerine düşen rol ise gidip oy verip tv karşısında çekirdek çıtlayıp ‘ne olacak’ diye bekleşmek kalır.

ABD nin ilk başkanı George Washington seçildiğinde Kongre kendisine 25 bin Dolar bir maaş verme kararı almış. Bizimki ise çok zengin ‘yok yahu almayayım falan’ demiş.

Kongre ise ‘olmaz, alacaksın, almalısın çünkü milletimiz bu makamın sırf zenginlere ait olmadığını görmesi lazım.’ Cevabını vermiş.

Bilmem anlatabildin mi? Evet sen arka sıradaki apalak çocuk ne dersin?