15 Günlüğüne komünist olsak, Allahıma, kitabıma Ruslar vazgeçer!’

 Muammer Karaca.(Ünlü tiyatro sanatçımız 1906-1978)

Yukarda ki sözleri ölümsüz eseri ‘Cibali Karakolu’ adlı oyunda söylediği hatırlanır.

Yani demem o ki hamur bu, börek bundan yapılacak!

O zaman siyasi yorumlara devam:

Bu ülkenin iki asıl siyasi damarı  ve temsilcisi olarak da iki asıl siyasi partisi vardır.

Birincisi,

Onlarca Anadolu beyliğinden arta kalanların bir millet şuuru etrafında birleştirebilmek amacında olan

MHP,

İkincisi ise,

 Kurtuluş ve Kuruluş mimarı CHP.

Siyasi yaşamları boyunca ciddi savrulmalar yaşasalar da bu iki politik görüş, Cumhuriyetimizin ve hatta Osmanlının son iki yüzyılının en önemli mirasıdır.

Ha peki Sol nerede diyeceksiniz. Ve ardından da peki DP,AP,ANAP,DYP falan neyin nesiydi.

Sol görüş, hiçbir zaman bu ülkenin gönülden benimsediği bir politika olmadı, ya da olamadı. Hep bir grup entel dantelin elinde azınlıkta kaldı.

Diğerleri ise liderleri oranında güçlendiler, liderlerinden sonra silinip gittiler. Adnan Menderes’ten sonra DP, Süleyman Demirel’den sonra AP ve DYP, Turgut Özal’dan sonra ANAP kayboldular.

Ama yukarda Tanrı var, iktidara gelirken de giderken de tüm memleketi beşik gibi salladılar.

Ha evet, bir de SHP, DSP falan var ama onlar da CHP nin birer türevi olarak hatırlanacaklar.

SHP rahmetli Erdal İnönü’ye sahip olması sayesinde bir yerlere geldi, DSP ise keza rahmetli Ecevit’e (hele son -koyu Solcu- genel başkanı küffara savaş açtı ya, artık nerenizle isterseniz oranızla gülün)

Gelelim bugüne ve seçimlere;

Eğer Sinan Ogan, kuvvetli bir oy alırsa MHP için bir kurtuluş yolu olabilir. Yani  hak ettiği gibi partinin başına geçer ve Türk Milliyetçiliği uzun zamandan beri kaybettiği çizgiye tekrar geri döner.

CHP ise ‘kaşının karası, sallanır bacak arası’ zihniyetten sonra bir arayış içinde. (siz anladınız neyi ve kimleri kast ettiğimizi)

Antalya listelerini işte bu yüzden eleştirdik. Yoksa kimseyle bir derdimiz yok.

Sinan bey pek fazla kimseye takılmadan ortaya çıktı ve ‘siyasi bir kilit olma ‘ rolüne soyundu. Tavrı ve tarzı net.  Sonuçları sandıklar açılınca göreceğiz. Evet, seçilemeyecek ama aldığı oy oranı ile siyasi arenada manevra kabiliyetini ispat edebilecek. TBMM için ise şansları pek fazla yok gibi.

Ama CHP öyle değil. Antalya, büyük bir ihtimal ile KK yı destekleyecek. Ve hepimiz biliyoruz ki CHP nin ölüsü bile bu şehirden beş (5) vekil çıkarır. Malum ittifak nedeniyle 4. Ve 5. Sıralar Gelecek ve Saadet partisine verilmiş. Yani dönüp kendi seçmenine diyor ki ‘sen bize oy vermeye devam et!’ Olabilir. Bildiğimiz kadarıyla 4. Sırada ki hanım bilinen bir Anayasa hukukçusu (Gelecek partisi) 5. Sıradaki arkadaşı tanımıyoruz. Herhalde bir ara kendini tanıtır.

Gelelim ilk üçe Cavit Arı partinin kıdemli bir emektarı ve zaten millet vekili, üçüncü sıradaki hanım ise duyduğumuza göre Manavgat bölgesinde faaliyet gösteren bir başka partili her ikisi de hukuk insanı.

Şimdi böyle bir durumda liste başının bayağı sıkı biri olması gerekir ki listeyi sürüklesin.

Çünkü ne demiştik? Bu parti, onca zaman bütün siyasi, sosyal fırtınaları atlatıp 100. Yılına ulaşmış tek parti. Lider partisi olduğu kadar kurumsallaşmış bir siyasi parti.

Ne demek istiyoruz? Kurumsal yapıyı iyi-kötü bugüne kadar koruyabilmiş isen bunu partinin emektarları sayesinde yapabilmişsin demektir.

Öyle mi?

Öyle!

Son yirmi yılda , hadi geç 20 yılı son beş yılda kim ne söylemiş? Bir defter tutmak gerekmez mi?

Kim kamuoyunun önüne çıkıp hedef olmak pahasına, tenkit adına neler söylemiş.

Mesela kim canına okunan hukuk sitemini açıkça eleştirmiş?

(Ha ama hukukçu değil mi dediniz)

Peki,

Kim ekonomik sefaleti kelimeleri kıskanmadan yiğitçe eleştirmiş?

(Ama ağzında gümüş kaşıkla doğanlar ne bilsin ekonomiyi mi dediniz?)

Peki,

Bildiğiniz yerden soralım:

Mesela Phaselis antik kentinde ki yapılanma çok tartışılıyor, öyle ya çıkıp da bu konuda bir şey söylenebiliyor mu? Ve hatta oraya gidip o iş makinalarının önünde duruluyor da bizim mi haberimiz yok.

 Sonra bu seçim son seçim ‘ille de oy verin’ masalları…