Devletimizin kalıcı gelenekleri itibarıyla vatandaşla devletin kurumları arasında bir paravana olmamalıdır. İhtiyaç halinde vatandaş ilgili kurumlara gider, devletin kapısını çalar, derdini, meramını, sorunlarını anlatır ve sorununun çözümü için devletin masasından öğüt, tavsiye telkin bekler.
Devletin masalarında oturan görevliler ise, Anayasamızın kolaylaştırıcılık esasına dayalı olarak vatandaşı dinler ve sorununun çözümü için gereken yardımda bulunarak vatandaşı rahatlatır, devlet vatandaş arsındaki sıcak ilişki ve iletişimin korunmasına dayalı güveni tazeleyerek vatandaşı uğurlar. Bu konu, genç Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren uygulanan mühim ve hayati bir. gereksinim olarak yaşamımızda yer alan bu denge , devletimizle vatandaşımız arasındaki güvenin de bir anahtarı durumundadır.
TÜM BU AYRINTILARA RAĞMEN GÜNÜMÜZDE BAZI KURUMLARIMIZIN DURUM
Günümüzde bazı hastanelerimiz başta olmak üzere başkaca kurumlarımıza vatandaşımızın giriş ve çıkışları, kurumlara derdini anlatması, sağlığı ve güvenliği ile ilgili sorunlarının çözümü için istese de o kurumlara girememektedir. Çünkü malum kurumların kapıları elektronik olarak şifreli olup kapıların açılması için şifreler belli kartlara yüklenmiştir. Anahtar görevini yapan şifreli kartlar da vatandaşın elinde yok. O kartlar ancak o kurumda çalışan personelin elindedir. Bu nedenle vatandaş devletin kapısına gelip beklemeye başlıyor. Herhangi bir çalışan tesadüfi olarak kapının olduğu yere gelecek şayet orada işi varsa kartını çıkarıp sisteme okutacak, şifre kartı tanıyınca kapı açılacak kartın hamili çalışan içeri girerken vatandaş ta personelin sayesinde ihtiyaç duyduğu odaya-mekâna girecek. Böylece hastanenin o bölümüne derdini anlatabilecek. Çözüm bulamasa bile en azından giremediği kapıdan içeri şans eseri girebilmişti.
Diğer taraftan, hak ve hukukunu avunmak amaçlı olarak başkaca kurumlar için de aynı sorunlar söz konusudur. Bu nedenle kamu oyu, zorlaştırılan bu ve benzeri durumlar karşısında su hususu açıkça vurgulamakta, evrensel itiraz ve talep etme hakkını kullanmak üzere ilgili kurumlarımızdan gerekenin yapılmasını (kapıların vatandaşın yüzüne kapatılmamasını) , kapılardaki şifreli sistemden vaz geçilmesini istemektedir. Hatta şu hususta bazı veciz örnekleri de hatırlatarak vatandaşla devletimiz arasındaki ilgi ve iletişimde saygınlığın durumunu vurgulamak için bu örneği açıklamakta yarar olacağını düşünüyorum.
Şöyle ki; bir tarihte basından izlemiştim, Ülkemizde bir valimizin, sonra da başka bir zamanda bir belediye başkanımızın makam kapılarını sökerek vatandaşın devletin kurumlarına rahatça ve çekinmeden girmesi için ibretlik bir uygulamaya imza atılmıştır. Bunları hatırladıkça heyecanını gizleyemiyor insan.