Korona virüs, hayatımızı, beklentilerimizi, gereksinimlerimizi yeniden gözden geçirmemize neden oldu. Artık pek çoğumuz değiştik, değişiyoruz ve değişeceğiz. Hiçbirimizin bu değişimlerden kaçınma lüksü yok! Uzunca bir süredir evde olmak, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamak, sosyal yaşamdan ve insanlarla yakın iletişimden yoksun olmak, her ne kadar sıkıcı ve alışık olmadığımız bir şeyse de; korona virüs, içimize dönmeyi, dönüp kendimize bakmayı ve yaşamın anlamını sorgulamayı sağladığı için faydalı da oldu.

Ev her şeyimiz oldu. İşler zamansızlaştı, iş yerleri mekansızlaştı. Evde çalışıp, evde zaman geçirir olduk. Yeni hobilerimiz, yeni ilgi alanlarımız, yeni zevklerimizle hayata tutunmaya başladık. Sessizlik ve huzur, belki biraz hepimize iyi geldi. Huzurun hayat bulduğu yerler konusunda farklı düşünceler geliştirdik. Hayatı daha dingin ve yavaşlatılmış bir seyirde sürdürmenin, başkaları için değil, kendimiz için bir şeyler yapmanın keyfini keşfettik. Hiç zaman ayırıp da yapamadığımız her şey için zamanımız oldu. Kitap okumanın, yemek yapmanın, küçük şeylerle mutlu olmanın, farkındalığını yaşadık. Artık mutlu olmak için çok fazla şeye ihtiyacımız olmadığının bilincindeyiz. Büyük alışveriş merkezlerini boşuna açıyorlar gibi geliyor bana. Şimdi küçük dükkanların, butik mağazaların, bakkal, manav ve küçük esnafın parlayacağı bir döneme girdik bence. İnanın ihtiyacımız olmadıkça harcama yapmayacak kadar sade ve yalın bir hayata doğru yelken açacağız hepimiz. Tabii içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar da bunu gerektiriyor aslında.

Görgüsüzlerin, gösteriş meraklılarının ve paraya tapanların gereksiz harcamaları her zaman dışlanacak, bu sadeleşme ortamında. Daha yalın ve daha azla yetinen, ama daha huzurlu insanlar olacağız büyük çoğunlukla. Bilgece bakacağız hayata. Huzurun hayat bulduğu yerler için yeni keşiflerimiz olacak. Denizin mavisi, ağacın yeşili, baktığımız zaman görmediğimiz bütün güzellikleri yeniden göreceğiz. Dostlarla içilen çayın, sağlıkla ve neşeyle tadılan kahvelerin her yudumu, bize mutlu olmanın anlamını da, bir içimlik zaman dilimlerine sığdırmayı öğretecek. Daha özenli, daha nazik, daha düşünceli olacağız bütün canlılara karşı. Artık öğrendik, dünya sadece bize ait değil! Küçük bir virüs, bize haddimizi bildirdi. Haddini aşmamayı öğreneceğiz bundan sonra. Hadsizlere de bundan böyle yüz veren olmayacak! Daha iyiye evrileceğiz mecburen. Çünkü yaşamak İçin başka çaremiz yok! Dünya, huzurun hayat bulduğu bir yer olacak gelecekte. Ve çocuklarımız, gençlerimiz öyle güzel bir dünyada yaşayacak. Tıpkı Büyük Atatürk’ ümüzün istediği gibi...

Büyük Önder Atatürk’ de çocuklar ve gençler için güzel ülkemizi, cumhuriyetimizi kurmuştu. Onlar, huzurlu, özgür ve mutlu yaşasınlar diye. Ülkemizin geleceğini de çocuklara ve gençlere emanet etmişti. “19 Mayıs Atatürk’ ü Anma Gençlik ve Spor Bayram”ı kutlu olsun hepimize. Nice bayramlara sağlıkla erişmek dileğiyle.