Çanakkale Savaşı; 18 Mart 1915 tarihinde, dönemin en büyük donanmalarına sahip İtilaf Devletleri’nin, Anadolu’yu ele geçirmek istemeleriyle, Osmanlı Devletine karşı başlatılmış bir savaştır. Ama Çanakkale Zaferi, insanlık tarihine geçmiş, eşine az rastlanır bir kahramanlık destanıdır. Savunma yaptığımız bu kanlı savaş, büyük bir zaferle sonuçlanmıştır. Atatürk’ün askerlerimize:

'Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!' dediği ve öleceklerini bile bile savaşan kahramanların zaferidir Çanakkale Savaşı…

Çanakkale Savaşı’nın yaşanmış hikayeleri, olayları ve anılarından söz etmek istiyorum. Çünkü bunlar, savaşın trajedilerini ve insani boyutlarını daha iyi anlatacaktır bizlere…

Savaş Hikayeleri Ve Anılar

'Savaş sırasında Anzak (Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerine Anzaklar deniyordu.) askerlerinin olduğu yerde su az bulunurken, Türk askerlerinin olduğu yerde bolca vardı. Türk askerleri su taşırken, karşılarına Anzak askerleri çıktı ve tüfeklerini atarak, su içmeye başladılar. Türk askerleri, Anzak askerlerini alarak, komutanlarına götürdüler ve komutanlarına, susuzluktan ölmelerini istemedikleri için, su içmelerine izin verdiklerini söylediler. Bu olayı dinledikten sonra Esat Paşa, askerleri tebrik etti ve onlara bahşiş verdi.'

'Çanakkale Savaşı’nda savaşan ve bir koluyla bir ayağını kaybeden Fransız general, ülkesine döndükten sonra şunları anlatmıştır:

_ Fransızlar, Türkler gibi mert bir millet ile savaştığınız için gurur duyabilirsiniz. Hiçbir zaman unutmam. Savaş sahasında savaş bitmişti ve biz de yaralıların arasında dolaşıyorduk. Türk ve Fransız askerleri de az önce süngüye girmiş ve ağır darbeler almışlardı. Yerde bir Fransız askeri yatıyordu, bir Türk askeri de kendi gömleğini yırtmış ve Fransız askerin kanlarını temizliyordu.

Neden öldürmek istediğiniz askerlere yardım ediyorsunuz diye sorduğumda, şu yanıtı aldım; 'Yaralandığı zaman cebinden yaşlı bir kadının resmini çıkardı. Herhalde annesidir diye düşündüm ve benim kimsem yoktu. İstedim ki, bari o, onu bekleyen annesinin yanına sağ salim dönsün. O sırada gördüm ki; o Türk asker de yaralıydı ve bu durumdayken, Fransız askerine yardım etmeyi seçmişti.

Sonrasında ise ikisi de öldüler. Türk askeri eğer o Fransız askerine yardım etmek için zaman kaybetmeseydi, belki de kurtulabilirdi. Bu olay, beni derinden yaralamıştı.'

Not: Ben sizlere Yazar Buket Uzuner’in 'Çanakkale Uzun Beyaz Bulut'romanını okumanızı tavsiye ediyorum. Çok seveceğinizi düşündüğüm romanda bahsedilen 'Uzun Beyaz Bulut” Yeni Zelanda Maori yerlilerinin dilinde, ülkelerinin adıdır. Çünkü Yeni Zelanda gerçekten de buluta benzer.