Küresel Cadı Kazanı fokur fokur kaynıyor

Prince Feisal (1885-1933) : No Arab loves the desert. We love water and green trees. There is nothing in the desert and no man needs nothing.

Osmanlı Ordusu'na karşı Arap isyanını İngilizlerle birlikte yöneten Prens Faysal: Hiçbir Arap çölü sevmez. Biz suyu ve yeşil ağaçları severiz. Çölde hiçbir şey yoktur ve hiçbir insanın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.

TÜRKİYE'DE ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN KADIN SAYISI:

2008: 68

2009: 127

2010: 205

2011: 131

2012: 147

2013: 232

2014: 291

2015: 294

2016: 292

2017: 354

2018: 411

2019: 426

2020: 419

2021: 434

2022: 410

2023: 419

2024: 451

2025: 267

Gün geçmiyor ki yeni kadın cinayetleri ajans haberlerine dönüşmesin...

Boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından bıçaklanarak ağır yaralanan TBMM personeli Saliha Akkaş, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti....Saliha Ozan Akkaş, TBMM Halkla İlişkiler Binası'nda çay ocağı personeliydi. Ankara'da boşanma aşamasındaki eşi Salih Akkaş (45) tarafından boğazı bıçakla kesilen Saliha Akkaş (40) hastanedeki yaşam mücadelesini kaybetti. Olay sonrası kendisini asarak intihar eden Salih Akkaş'ın 'Eşe karşı tehdit ve hakaret' ile 'Uzaklaştırma ihlali' suçlarından kaydı olduğu ortaya çıktı. İki çocuğa sahip olan Saliha Akkaş hakkında iki kez uzaklaştırma kararı bulunan eşi Salih Akkaş tarafından 37 bıçak darbesiyle vahşice katledildi.

Aydın'da, Teslime Hanedan isimli 20 yaşındaki üniversite öğrencisi bir orman yolunda ölü bulundu. Genç kızın sevgilisi cinayet şüphesiyle gözaltına alındı.

Kadın cinayetlerini kayıt altına alan anitsayac.com sitesinin verilerine göre 2024 yılında Türkiye'de 451 kadın öldürüldü. 2025 yılında ise şu ana dek 267 kadının hayatına bir erkek tarafından son verildi.

https://anitsayac.com/

TERÖRİST BAŞI MECLİSTE Mİ KONUŞACAK?

50 bin masum insanın öldürülmesinden sorumlu PKK terör örgütünün çatı oluşumu olduğu belirtilen Kürdistan Topluluklar Birliği'nin (KCK) Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi, hükümlü PKK lideri Abdullah Öcalan'a dair "verdiği sözü tutmaya" çağırdı...PKK'nın silah bırakmasına ilişkin sürecin başında tartışılan umut hakkı konusunu yeniden gündeme getiren Karasu, "Devlet Bahçeli açıkça şunu söyledi: 'Örgütünü feshetsin, silahlı mücadeleden vazgeçsin, umut hakkı pratikleşsin.' Hatta 'Gelsin, Mecliste konuşsun' dedi... Devlet Bahçeli'nin sözünün üzerinde durması gerekiyor. Yani herkesten önce Devlet Bahçeli'nin bu konu üzerinde durarak umut hakkının pratikleşmesini, gerçekleşmesini sağlaması gerekiyor" şeklinde konuştu.Karasu, o dönem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bahçeli'nin bu açıklamasını önceden bildiğini öne sürerek, "Bu sadece Devlet Bahçeli'nin verdiği bir söz değildir. Devlet Bahçeli o açıklamayı Erdoğan'la anlaşarak yaptı. Yani mevcut iktidarı oluşturan ittifakın ortak görüşüdür. O zaman, şu anda devleti yöneten bu iktidarın umut hakkı konusunda gerekeni yerine getirmesi gerekiyor" dedi.

Bahçeli'nin Ekim 2024'te partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşma, PKK'nin kendini feshetmesine giden süreci başlatmıştı. O konuşmasında Bahçeli, "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın" ifadelerini kullanmıştı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları, ömür boyu hapis cezası almış kişilerin de bir gün tahliye edilmeyi bekleyebileceğine dikkat çektiği kararlarında, bu kişiler için koşullu serbestlik mekanizmalarının mevcudiyetini talep ediyor. Bu, kamuoyunda "umut hakkı" olarak biliniyor.

Karasu katıldığı Medya Haber TV yayınında, Öcalan TBMM'de konuşsa idi sürecin daha doğru anlatılabileceğini de savundu ve "Mecliste konuşmasına cesaret edemediler. Yoksa önderlik, PKK'nin feshedilmesinin, silahlı mücadelenin durdurulmasının nedenlerini daha doğru izah ederek kamuoyuna anlatabilirdi" ifadelerini kullandı.

"TBMM komisyonu ilk iş Öcalan ile görüşmeli"

"Önderlik ve hareketin süreci ilerletmekte kararlı olduğunu" söyleyen Mustafa Karasu, "Hareketimiz hem PKK'nın feshi hem silahlı mücadelenin durdurulması konusunda gerekli tutumu ortaya koymuşken, umut hakkının devreye girmemesi, Önder Apo'nun özgür ve serbest çalışır koşullara kavuşmaması gerçekten büyük bir eksikliktir. Bunun giderilmesi gerekiyor" dedi.

Mecliste, İYİ Parti dışındaki diğer siyasi partilerin katılımıyla kurulan ve "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" olarak adlandırılan komisyona da değinen Karasu, "çözümün adresi Meclis" dedi, komisyon üyelerini Öcalan ile görüşmeye çağırdı:

"Kürt sorunu, demokratikleşme söz konusuysa bunun adresi Meclistir. Bu açıdan Mecliste bir komisyonun kurulması anlamlıdır. En başta bu komisyonun önderlikle görüşmesi gerekiyor. Bu sorunun merkezinde, odağında Önder Apo var. Bu yönüyle bu komisyon gerçekten anlamlı bir çalışma yapacaksa Önder Apo ile gidip konuşması gerekir. Önder Apo ile tartışmadan, Önder Apo ile konuşmadan bu komisyonun çok işlevsel olması düşünülemez."

Komisyonun çalışma süresini eleştiren Karasu, şöyle konuştu:

"(Komisyon için) İki-üç aylık bir zamanlama ifade edilmiş. Böyle olmaz. İki-üç ayda ne çözülecek? Anlaşılıyor ki, sadece silahını bırakıp gelecek gerillanın durumu ne olacak şeklinde... Bu sorunun kaynağı var, bu sorunu ortaya çıkaran nedenler var. Kürt sorunu var, Türkiye'nin demokratikleşme sorunu var. Komisyon bunlarla ilgili olmayacaksa ne anlamı var? 'Silahların bırakılması'. Ama sorun bu değil ki! Yüzyıllık sorun bu mu? 30 tane isyan olmuş Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana. Bunun nedenleri var."

Bir istişare komisyonu niteliğinde kurulan TBMM komisyonunun yaz ayları boyunca yapacağı hazırlıkların Ekim ayında TBMM'nin açılmasıyla yasa tekliflerine dönüştürüleceği belirtiliyor.

ALMANYA'DAKİ BİR MİLYON SURİYELİ SIĞINMACI SURİYE'YE DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYOR

Suriye'de 8 Aralık 2024'te Beşar Esad'ın Moskova'ya kaçmasıyla başlayan süreç sonrasında 4 bin Suriyeli Almanya'dan ülkesine döndü. Almanya dönenlere biner euro yardım yapıyor, yol masraflarını üstleniyor. Ülkede bir milyon kadar Suriyeli sığınmacı bulunuyor.

SURİYE KÜRTLERİ : SURİYE'NİN ADINDAKİ ARAP KELİMESİ İPTAL EDİLMELİ

SDG lideri Mazlum Abdi: Suriye'nin adı değişmeli

SDG komutanı Mazlum Abdi, Suriye Arap Cumhuriyeti isminden "Arap" kelimesinin çıkarılmasını önerdi, "Bu ad Suriye'nin gerçekliğini yansıtmamaktadır" dedi.

Suriye'nin kuzeyi ve doğusundaki toprakları kontrol eden Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) komutanı Mazlum Abdi, yeni dönemde Suriye'nin isminin değişmesi gerektiğini söyledi.

Ülkenin resmi adı olan Suriye Arap Cumhuriyeti'nin ülkedeki etnik gerçekliği yansıtmadığını belirten Abdi, "Bu ad Suriye'nin gerçekliğini yansıtmamaktadır. Arap kelimesi kaldırılmalıdır. Suriye yalnızca Araplara ait değildir. Tüm gruplara aittir. Suriye'de böyle köklü değişiklikler yapılmalı" dedi.

Suriye Arap Cumhuriyeti ismi, Mısır ve Suriye'nin birleşmesiyle kurulan Birleşik Arap Cumhuriyetinin dağıldığı 1961 yılından bu yana kullanılıyor.

İstanbul merkezli Yeni Yaşam gazetesine röportaj veren Mazlum Abdi, isim değişikliğinin yanı sıra ülkede ademimerkeziyetçi bir yapı inşa edilmesi gerektiği şeklindeki görüşünü yineledi. İç savaşın sebeplerinden birinin merkeziyetçi sistem olduğunu savunan Abdi, "(Suriye) Baas rejimi dönemindeki gibi merkezi ve totaliter olmaz. Ademimerkeziyetçi bir Suriye olmalı. Suriye'deki tüm iller yerel yönetimler aracılığıyla kendilerini yönetebilmelidir" dedi.

ABD Büyükelçisi Barrack'a "tek devlet" yanıtı

Abdi, ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack için ise, "Suriye'nin tek elden yönetilemeyeceğini anlamış durumda. Dürzi meselesinden, Alevi meselesinden, Kürt meselesinden sonra, merkezi olmayan bir Suriye gerektiği sonucuna vardığını umuyorum" yorumunu yaptı.

Barrack geçen ay Erbil merkezli Rudaw kanalına verdiği demeçte, Suriye'de "tek vatan, tek millet, tek ordu, tek hükümet" kurulması gerektiğini savunmuş, SDG'yi ise bu sürece katılmakta "isteksiz" davranmakla suçlamıştı. Aynı mülakatta Barrack, "Sorun şu ki, tüm bu (Irak ve Suriye) ülkelerde federalizmin işlemediğini ve devlet içinde (başka) bir devlet kurulamayacağını gördük" ifadelerini kullanmıştı.

Suriye'de anlaşmazlık: Şam, Paris görüşmelerinden çekildi...

Şam hükümeti, Rojava'da düzenlenen ve ademimerkeziyetçi bir anayasa çağrısı yapılan konferansa tepki gösterdi. Hükümet, Paris'te SDG ile yapılması beklenen toplantıya katılmayacağını bildirdi.

Suriye hükümeti, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) ve bu yapı kontrolündeki toprakların akıbetine ilişkin Paris'te yapılması beklenen görüşmelere katılmayacaklarını duyurdu. Fransa'nın başkenti Paris'te Şam ve SDG temsilcileri arasında gerçekleşmesi planlanan toplantı daha önce bir kez ertelenmişti.

Şam yönetiminin kararı, SDG kontrolündeki Rojava'da, Suriye içinden farklı dinî ve etnik grupların temsilcilerinin katılımıyla yapılan yaklaşık 500 kişilik konferansın ardından geldi.

Konferansa tepki gösteren bir Suriye hükümet yetkilisi, bu etkinliğin, SDG'nin merkezi yönetime entegrasyonunu öngören 10 Mart mutabakatına aykırı olduğunu söyledi. Suriye devlet haber ajansı SANA'ya konuşan ve ismi paylaşılmayan yetkili, "Bu konferans mevcut müzakere çabalarını baltalamıştır. Bu nedenle (hükümet) Paris'te yapılması planlanan herhangi bir toplantıya katılmayacaktır" dedi.

Rojava'daki konferansta ne oldu?

"Kuzey ve Doğu Suriye Bileşenleri Ortak Tutum Konferansı" olarak adlandırılan Rojava toplantısında katılımcılar, ademimerkeziyet vurgusunun yapıldığı yeni bir anayasa çağrısında bulundu. Konferansın sonuç bildirgesinde, Suriye'deki ulusal, dini ve kültürel çeşitliliğin bir zenginlik olduğu belirtilerek, "bu çeşitliliğin siyasi ve idari çerçevede güçlendirilmesi" istendi ayrıca özerk yönetim modelinin uygun ve faydalı olduğu ifade edildi.

Etkinlikte, yakın zamanda yüzlerce üyesi kanlı çatışmalarda öldürülen Dürzi ve Alevi toplumunun liderlerinin de video mesajları gösterildi. Konferansın katılımcıları arasında, 10 Mart mutabakatına imza atan SDG komutanı Mazlum Abdi de yer aldı. Abdi merkezi yönetimin egemenliğini tanıdığı anlaşmayı, Şam'da Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile birlikte imzalamıştı.

Tarafların yıl sonuna kadar tamamlanması beklenen entegrasyon görüşmeleri kapsamında Paris'te bir araya gelmeleri planlanıyordu.

Şam ve Ankara Suriye'de merkezî bir yapı inşasını desteklerken ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack da bu ülkede "tek vatan, tek millet, tek ordu, tek hükümet" kurulması gerektiğini söyleyerek söz konusu fikre destek vermişti.

Resmî adıyla Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (AANES), halk arasındaki yaygın kullanımıyla ise Rojava olarak bilinen bölgeyi kontrol eden SDG ise ademimerkeziyetçi bir yapı inşasından yana. Devletin 1961'den bu yana kullanılan resmî adı olan Suriye Arap Cumhuriyeti'nden "Arap" kelimesinin çıkarılarak etnik çeşitliliğe vurgu yapılmasını isteyen SDG, tamamen silah bırakmaya da karşı çıkıyor.

TÜRK HALKI NATO İÇİN İYİ ŞEYLER DÜŞÜNMÜYOR...

NATO'nun (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) 5. maddesi, örgütün temel taşlarından biridir ve kolektif savunma ilkesini içerir. Bu maddeye göre, NATO üyesi bir ülkeye yapılan silahlı saldırı, tüm üye ülkelere yapılmış bir saldırı olarak kabul edilir...Türk halkı yabancı ülke ordusu ya da orduları Türkiye'ye saldırırsa NATO'daki müttefiklerimizin Türkiye'ye yardım etmeyeceğine inanıyor...
Pew Research Pew Anketi: Türk halkının yüzde 70'i NATO (North Atlantic Treaty Organization) hakkında olumlu düşüncelere sahip değil...

VENEZUELA YASADIŞI GENELEV İMPARATORLUĞU KURAN VE DONALD TRUMP İLE 15 YILLIK DOSTLUĞU OLAN JEFFREY EPSTEIN'LA İLGİLİ TÜM GİZLİ BİLGİLERİ ÇALACAK OLANLARA 50 MİLYON DOLAR TEKLİF ETTİ...

VENEZUELA, YAYIMLANMAMIŞ EPSTEIN DOSYALARI için 50 MİLYON DOLAR teklif etti...Trump, saatler önce Venezuela devlet Başkanı Maduro'nun tutuklanması için 50 MİLYON dolarlık ödül vereceğini açıklamıştı.

35 BİN UKRAYNALI ÇOCUĞU RUSLAŞTIRMAK İÇİN KAÇIRAN RUSYA'NIN UKRAYNA'DAKİ HEDEFİ NEDİR?

Rusya, Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson bölgelerinin tamamını işgal etmeye çalışıyor... Bu 4 bölge Rusya tarafından ilhak edilmiş durumda, Ukrayna ordusuyla çatışmalar sürerken Putin bu bölgeleri “Rus toprağı” olarak görüyor.

Ukraynalı yetkililere göre savaşın başladığı Şubat 2022’den bu yana yaklaşık 35 bin çocuk Rusya tarafından kaçırıldı. Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, geçen ay yaptığı açıklamada, kaçırılan bazı ergenlerin Rus ordusuna alınarak cepheye sevk edildiğini savunmuştu.

CNN televizyonu Donald Trump'ın telefonda görüştüğü çok sayıda Avrupalı lideri, Putin'le ikili, daha sonra da Zelenskiy'nin katılımıyla üçlü bir buluşma planladığı yönünde haberdar ettiğini aktardı. AFP haber ajansının Ukraynalı kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Trump'ın telefon görüşmesi yaptığı liderler arasında Almanya Başbakanı Friedrich Merz, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb yer aldı. Almanya hükümetinin bir sözcüsü, Merz'in söz konusu görüşmeye katıldığını doğruladı ancak görüşmenin içeriğine dair herhangi bir bilgi vermedi.

ABD başkanı Trump ve Rus lider Putin 15 Ağustos 2025'te Alaska'da görüşecek...NBC News, Beyaz Saray'ın Trump-Putin zirvesinin planlandığı sırada Zelenski'yi Alaska'ya davet etmeyi düşündüğünü duyurdu...Trump Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile uzun zamandır beklenen ilk yüz yüze görüşmesini 15 Ağustos Cuma günü Alaska'da gerçekleştireceğini açıkladı.ABD, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kuruluş anlaşması olan Roma Statüsü'ne taraf olmadığından bu mahkemenin Putin hakkında verdiği yakalama kararı, Rus liderin Alaska'ya seyahatinin önünde herhangi bir engel teşkil etmiyor.

ABD Başkanı, olası bir anlaşmanın Ukrayna ve Rusya arasında toprak takasını içereceğini öne sürdü.Azerbaycan ve Ermenistan liderlerini ağırladığı sırada gazetecilerin konuya dair sorusu üzerine Trump, "Bazı bölgeler değiş tokuş edilecek, her iki tarafın da yararına olacak şekilde bir toprak takası olacak" dedi.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, Trump'ın Alaska'da Putin ile görüşeceğini söylemesinden birkaç saat sonra Rusya'ya toprak verme olasılığını "reddetti".

Zelenski: "Görüşmelerde biz olmadan bu savaş sona eremez, Ukraynalılar topraklarını işgalciye vermeyecek" dedi...

Alaska zirvesi, ABD ve Rusya liderleri arasında Haziran 2021'den sonraki ilk ikili görüşme olacak.Putin en son Haziran 2021'de Cenevre'de Trump'ın selefi Joe Biden ile baş başa görüşme gerçekleştirmişti. Rus lider ABD topraklarına ise en son 2015'te New York'taki Birleşmiş Milletler zirvesi sırasında ayak basmıştı.

ALMAN KANAAT ÖNDERLERİ GAZZE'DEKİ KATLİAMLARIN ÜÇÜNCÜ YILDÖNÜMÜ YAKLAŞIRKEN BİLDİRİ YAYINLADI

Almanya'da geçen hafta 200'den fazla ünlü ismin imzaladığı bir mektupla, Başbakan Friedrich Merz'ten İsrail'e silah tedarikinin durdurulması talebine, kültür-sanat ve medya dünyasından, aralarında film yönetmeni Fatih Akın'ın da bulunduğu 162 kişi daha katıldı.Fatih Akın'ın yanı sıra rap sanatçısı Nina Chuba, şarkıcı Clueso, aktris Sandra Hüller ile birlikte, Altın Küre ödüllü İsrailli yönetmen Ari Folman da imza attı. Merz'e hitaben kaleme alınan açık mektupta, İsrail'e silah sevkiyatının durdurulmasının yanı sıra, bu ülkeye yaptırım uygulanması da talep ediliyor."Biz de Hamas'ın işlediği korkunç suçları en sert şekilde kınıyoruz ancak hiçbir suç milyonlarca masum insanın, en acımasız biçimde topluca cezalandırılmasını haklı çıkarmaz" denilen mektup şu ana dek toplam 367 ünlü tarafından imzalanmış oldu. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun, İsrail medyasında çıkan, Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etme planlarının da eleştirildiği mektupta, Almanya Başbakanı'na hitaben "Bay Merz, harekete geçme zamanı geldi!" ifadeleri kullanılıyor.

İsrail ordusunun Gazze'de sivillerin sığındığı okulları hedef aldığına dikkat çeken İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), "yasa dışı ve keyfi" bu saldırılarla ilgili olarak Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne atıfta bulunarak "acil önlemler alma" ve İsrail'e silah ambargosu uygulama çağrısı yaptı.

HRW yayımladığı raporda, İsrail'in Gazze'de sivillerin sığındığı okulların yaklaşık yüzde 97'sini vurduğuna, bu saldırılar esnasından yüzlerce Filistinlinin öldüğüne dikkat çekildi ve "Gazze'de sığınacak güvenli yer yok" uyarısı yapıldı.Raporda ayrıca, Ekim 2023'te savaşın başlamasıyla birlikte İsrail ordusunun Gazze'de sivillerin sığındığı 500'ü aşkın okulu hedef aldığı belirtiliyor. Raporda 518 okulun kullanılır hale gelebilmesi için yeniden inşası ya da geniş çaplı onarımının gerekli olduğu aktarılıyor.

İsrail Güvenlik Kabinesi Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonun genişletilmesini kararlaştırmıştı.

Kabineden yapılan açıklamada 5 hedef belirlendiği duyuruldu:

1- Hamas'ın silahsızlandırılması
2- Sağ ve ölü tüm rehinelerin geri dönüşü
3- Gazze Şeridi'nin askerden arındırılması
4- Gazze Şeridi'nde İsrail güvenlik kontrolü
5- Hamas ya da Filistin Yönetimi dışında alternatif bir sivil hükümetin varlığı.

Buna göre, Gazze Şeridi'nin askerden arındırılması ve Hamas'ın silahsızlandırılması planlanıyor. Ayrıca bölgenin idaresinin Hamas ve Filistin yönetimi dışında bir idareye devredilmesi de öngörülüyor. İsrailli rehinelerin de kurtarılması planda yer alıyor.

İsrail hükümeti orduya, 23 aydır devam eden savaşta Gazze Şeridi'ndeki işgalin, henüz karadan operasyon düzenlenmeyen az sayıdaki yerleşimi kapsayacak şekilde genişletilmesi talimatını verdi.

İsrail medyası bunun, 1 milyondan fazla Filistinlinin bir kez daha yerinden edilmesi anlamına geleceğini yazarken, yaklaşık beş ay sürmesi beklenen operasyonun bu yeni aşamasının, hayatta kaldığı değerlendirilen 20 kadar İsrailli rehineyi de riske atacağı eleştirileri yapılıyor.

İsrail Başbakanı Netanyahu, Hamas'ın herhangi bir anlaşmaya yanaşmadığını öne sürerek, Gazze'deki rehinelerin "askeri bir zaferle" kurtarılacağını dile getirdi. Başbakan Netanyahu, yayınladığı video mesajında ise "Hamas'ın ne istediğini gayet iyi anlıyorum. Anlaşma istemiyor" ifadesini kullandı. İsrailli lider ayrıca, "rehineleri kurtarma, Hamas'ı yok etme ve Gazze'den bir daha asla İsrail'e yönelik bir tehlike oluşmamasını sağlama kararlılığının daha da güçlendiğini" vurguladı.

İsrail Genelkurmay Başkanı'nın, yoğun nüfuslu bölgelere operasyon düzenlemenin askerleri "tuzağa göndermek" anlamına geleceği ve hayatta olduğu değerlendirilen yaklaşık 20 rehineyi riske atacağı gerekçesiyle bu hükümet kararına itiraz ettiği öğrenildi...

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ülkesine silah ambargosu açıklayan Almanya'yı "Hamas'ı ödüllendirmekle" suçladı. Netanyahu telefon görüşmesi sırasında Merz'e, amaçlarının "Gazze'yi ele geçirmek değil, Hamas'tan kurtarmak" olduğunu söyledi...

Görüşmeye dair İsrail Başbakanlık Ofisi'nin resmi X hesabından yapılan paylaşımda Netanyahu'nun karardan duyduğu hayal kırıklığı ifade edilerek, şöyle denildi: "Almanya, Holocaust'tan'tan bu yana Yahudi halkına karşı gerçekleştirilen en korkunç saldırıyı düzenleyen Hamas'a karşı yürütülen haklı savaşta İsrail'i desteklemek yerine, silah ambargosu uygulayarak Hamas terörünü ödüllendiriyor."

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten beri düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısının 61 bin 330, yaralıların sayısının ise 152 bin 359'a ulaştığı kaydedildi.

Gazze Şeridi'nde enkaz altında hâlâ binlerce ölü olduğu belirtiliyor.

1968'DE SUİKASTLE ÖLDÜRÜLEN ROBERT KENNEDY'NİN OĞLU AŞI KARŞITLIĞINDA SINIR TANIMIYOR!

ABD'de aşı karşıtı Sağlık Bakanı mRNA bütçesini kesti...ABD'nin aşı karşıtı Sağlık Bakanı, mRNA aşıları üzerine yapılan araştırmalara hükümet desteğinin sona erdiğini açıkladı. Uzmanlar, bu kararın gelecekteki pandemilere karşı savunmayı azaltacağı görüşünde.

ABD Başkanı Donald Trump'ın ikinci dönemindeki ilk icraatlarından biri, Mart ayında, aşı karşıtlığının nedenleri ve bununla mücadele yöntemleri üzerine yürütülen 30'dan fazla araştırma projesinin fonunu kesmek oldu. Bu adım, bilim insanlarına mRNA araştırmalarının da sırada olabileceği mesajını verdi.

Aynı dönemde Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) yönetimi, mRNA teknolojisi üzerine yürütülen tüm NIH destekli projelerin listesini istedi. Bu listenin Sağlık Bakanlığına ve Beyaz Saray'a iletilmesi gerekiyordu. Benzer bir süreç, fonu kesilen aşı güvensizliği araştırmaları için de uygulanmıştı.

Korkulan adım bu hafta geldi: ABD Sağlık Bakanlığı, mRNA teknolojisine dayalı aşı araştırmaları için ayrılan 500 milyon dolarlık fon desteğinin durdurulacağını açıkladı.

mRNA aşıları, vücuda verilen genetik talimatlarla bağışıklık sistemini belirli bir virüse karşı hazırlayan bir teknolojiye dayanıyor. NIH, biyomedikal araştırmalardan sorumlu ve Sağlık Bakanlığına bağlı bir kurum. Bakanlığın başında, aşı karşıtı söylemleriyle bilinen Robert F. Kennedy Jr. bulunuyor.

"Etkin değil" iddiası

Bakanlık, çeşitli sözleşmeleri feshedeceğini, yeni fon başvurularını reddedeceğini ve bazı mevcut iş birliklerini yeniden yapılandıracağını duyurdu.

Kennedy, "Bilimi inceledik, uzmanları dinledik ve harekete geçtik" diyerek mRNA aşılarıyla ilgili 22 projeye yatırımı durduracaklarını belirtti. Gerekçe olarak ise "Veriler, bu aşıların COVID-19 ve grip gibi solunum yolu hastalıklarına karşı etkili olmadığını gösteriyor" ifadesini kullandı.

Uzmanlar bu değerlendirmeye katılmıyor. Imperial College London'dan immünoloji profesörü Charles Bangham, "mRNA aşıları, COVID-19 pandemisinde milyonlarca insanın hayatını kurtardı" dedi. Bangham, çok az sayıda aşının virüsü tamamen engellediğini, asıl etkinin hastalığın şiddetini ve ölüm riskini azaltmak olduğunu vurguladı.

"Gelecek pandemilerde risk artar"

Nükleer Tehdit Girişimi'nin (NTI) Biyolojik Politika ve Programlar Başkan Yardımcısı Jaime M. Yassif, kesintiyi "büyük bir hata" olarak nitelendirdi:

"Yeni aşıların hızlı geliştirilmesi için gerekli araştırmaları engellemek, Amerikalıları gelecekteki pandemilere karşı daha savunmasız bırakır."

Yassif'e göre bu durum hem doğal yollardan ortaya çıkan hem de laboratuvarda üretilip biyolojik silah olarak kullanılabilecek hastalıklar için geçerli. Yassif, Kennedy'nin mRNA aşılarının güvenilir koruma sağlamadığı yönündeki iddiasını ise "bariz şekilde yanlış" olarak değerlendirdi.

RUSYA VE UKRAYNA ORDULARI BİR KIYASLAMA 2025

Aktif Asker Sayısı
Rusya → 1.320.000
Ukrayna → 900.000.

Ana Muharebe Tankları
Rusya → 5.750
Ukrayna → 1.114.

Helikopterler (toplam)
Rusya → 1.651
Ukrayna → 136

Askeri Bütçe (2025)
Rusya → 126 Milyar Dolar
Ukrayna → 53,7 Milyar Dolar

Savaş Uçağı
Rusya → 833
Ukrayna → 70.

Havada savaş uçaklarına benzin yükleyebilen tanker sayısı
Rusya → 19
Ukrayna → 0

Saldırı Helikopterleri
Rusya → 557
Ukrayna → 39

Zırhlı Araçlar
Rusya → 131.527
Ukrayna → 18.920

Filo Gücü (Toplam Deniz Kuvvetleri Varlıkları)
Rusya → 419
Ukrayna → 89.

Kaynak: Global Firepower (2025)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Sonok Arşivi

Her şey güzel olacak mı?

26 Eylül 2025 Cuma 10:20