Dün Muratpaşa Belediyesi’nce düzenlenen toplumun çeşitli kesimlerinden de destek gören farkındalık etkinliğine katıldım. Yaklaşık 250 büyüğümüzle Erik Dalı oynadım. Aralarında belediyemizin yaşlı evlerinden, çeşitli derneklerden ve projelerden tanıdığım onlarca kişi de vardı. Hepsi mutlu, hepsi coşkuluydu. Aylardır hazırladıkları gösteriyi zevkle hayata geçirdik…

Elbette ki böyle etkinliklerde verilen mesajlar hepimiz için çok değerli. Tabii gönlümüzden geçen kalıcı olması. Büyüklerimize verdiğimiz değeri keşke her zaman gösterebilsek…

Tabii aslında yalnızca büyüklerimize değil, küçüklerimize de…

Hatta doğaya, hayvanlara…

Ama maalesef anlık refleksler veriyor, gösterişli programlarla günü kurtarıyoruz…

Kaçımız eş-dost, akraba, komşumuz olan büyüklerimizi ziyaret ediyor, hal hatır soruyor? Kaçımız onlarla vakit geçiriyor? Bir telefona bile hasret bırakmıyor muyuz, çoğumuz?

Dün beni görünce sarılan onlarca büyüğümü, sevgiyle kucaklarken yaz tatilinde duydukları özlemi hissettim. Arayamadığım, soramadığım için kendi kendime kızdım…

Sonra baktım çevreme…

Onlarca iletişim kanalından duyurusu yapılan etkinliğe gösterilen ilgiye…

Daha çok olmalıydık, orada…

Daha çok…

Alzheimer, çağımızın hastalıklarından. Unutkanlık vb bir dizi belirtisi var. Sağlıklı beslenme, basit ve güvenli bir egzersiz programı, sosyalleşme, kitap okuma ve düzenli uyku gibi alışkanlıklarla ilerlemesini yavaşlatmak mümkün…

O yüzden yerel yönetimlerimiz tek seferlik etkinlikler yerine yaşlı evlerinde bu kapsamda etkinlikler yapmaya devam etmeli…

Sabah sporları, beslenme önerileri, kitap okuma etkinlikleri…

Bizler de bu etkinliklerde gönüllü olmaya hazırız…

Hatta ben kitabımı kapıp yaşlı evine koşacağım…

Muazzez Ablam, Hasan Amcam, Hakkı Amcam, Leyla Ablam beni bekler…

Hadi bir yerden başlayalım…

Büyüklerimizi sevgi ve hürmetten mahrum bırakmayalım…

Hızla yaşlanan kentimizde sahip çıkalım birbirimize, omuz verelim, güç verelim, moral verelim…

Yarın malum son bizleri de bekliyor…

O zaman ne diyoruz; Bu kalp sizi unutmaz!