Dünyaca ünlü, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik ekonomik gelişmişliği, nüfusu, ekonomiye katkısı ile adından söz ettiren Antalya, maalesef bazı konularda negatif şampiyonluğa koşuyor...

Pembe tabloyu da kara tabloyu da yazmak ve konuşmak gerekiyor. Nasıl ki başarılarıyla gurur duyuyorsak kentimizin, başarısızlıklarıyla ya da eksiklikleriyle de dertleniyoruz...

Daha önce yazdık, hatırlatalım... 

Kentimiz kadın cinayetleri ve çocuk istismarı konularında Türkiye sıralamasında hızla yükseliyor...

Bu konu hem bakanlıklar hem yerel yönetimler düzeyinde iyi irdelenmeli. Ki gerekli düzeltmenin sağlanabilmesi yolunda bir durum tespiti yapılsın...

Ama gördüğümüz, duyduğumuz anlamlı bir adım yok...

Kaldı ki Kadın Dostu Kent Projesi'nin rafa kalktığı bir ortamda sözde kadın dostu çalışmalar inandırmıyor...

Kadın Sığınma Evi yapma, kadın istihdamını arttırıcı anlamlı bir çaba gösterme, kreş, yurt, huzur evi sayısını artırma ama çık kadın dostu olmaktan bahset. Olmuyor...

Gelelim başlığımızdaki meseleye....

En temel hakkı yaşam hakkı tehdidindeki kadın, maalesef siyasette de vitrinden sahneye transfer olamadı. Özellikle de Antalya'da...

Tarihin ilk kadın belediye başkanı Plancia Magna'nın Antalya'dan çıkmasının üzerinden geçen asırlara rağmen Antalya kadın belediye başkanı çıkartamadı...

Çünkü hiçbir parti seçilebilir bir noktada kadın aday göstermedi...

Bugün de gösterilen kadın adaylardan ya da bağımsız aday çıkan kadınlardan hemen hemen hepsi seçilebilir gözükmüyor...

Birileri kızmasın ama şu tablo içinde en seçilebilir aday AKP'nin İbradı adayı Hatice Sekmen olabilir... 

AKP bir golü de buradan atabilir. Yıllar sonra Antalya'da ilk kadın milletvekili çıkaran ve her dönem kadın milletvekili olan AKP, belediye başkanlığında da bir ilki alabilir...

CHP'nin Akseki Belediye Başkan Adayı İlkay Akca, AKP'nin yıllardır yönettiği bir ilçeyi kazanmaya pek da aday durmuyor. Sorun Akca'da değil, sorun gösterilen ilçede...

CHP'nin Korkuteli'de aday olamayan eşinin yerine çıkardığı Saniye Caran belki bir ihtimal kazanabilir. O da eşinin adaylaşamamasını 'mağduriyet' olarak gören seçmenden gelen tepki oylarına bağlı...

Gelelim İYİ Parti'ye, DEM'e ve diğerlerine hiçbir partinin kadın belediye başkanı partisinin en güçlü olduğu noktada adaylaşamadı...

8 Mart'ı geride bırakırken bu acı tabloyu da paylaşmak görevimiz...

Kutlama değil anma günü olan 8 Mart'ların kadın mücadelesini yükselttiği günler olması dileğiyle...