Baharda geldiğimde toprak rengi olan ova,
renk oynaşmalarını bitirmiş. Tahıllar hasat edilince sapsarı bir görüntüye
bürünmüş. Serin bir gecenin ardından mis gibi bir sabaha uyandım. Hatta
buradaki en güzek sabaha uyandım. Bizim seranın yakınına kışlamaya gelen yörük
obasının sürüsü yayılmaya çıkmıştı. Bu saatte Korsakof'un Şehrazat'ı çalsa bu
kadar mayışamazdım.
Baharda geldiğimde toprak rengi olan ova, renk
oynaşmalarını bitirmiş. Tahıllar hasat edilince sapsarı bir görüntüye bürünmüş.
Serin bir gecenin ardından mis gibi bir sabaha uyandım. Hatta buradaki en güzek
sabaha uyandım. Bizim seranın yakınına kışlamaya gelen yörük obasının sürüsü
yayılmaya çıkmıştı. Bu saatte Korsakof'un Şehrazat'ı çalsa (ki o dakikalarda
telefonumdan Mozart dinlediğim doğrudur) bu kadar mayışamazdım.
Sürünün çanları serin sabahın cilası oldu. Ben
seradan mis kokulu pembe domates, salatalık, kıl biber, maydonoz ve nane (Nane
aromalı omlet) devşirirken dalgaya düşmüşüm, yanıbaşımdan geçip gitmişler.
Tam kahvaltıyı bitirip masayı toplarken yeniden
çan sesi geldi. Makinayı kaptım, pikabı çalıştırdım biraz uzağımdaki sürüyü
kaldırdığı toz bulutları arasında fotoğraflamaya çalıştım.
Bu arada pikapta bi sorun vardı ama fotoğraf
beklemezdi, çünkü benim besin kaynağımdı. “Bu fotoğrafları siyah beyaz paylaşıp
“1968 Harran Fikret Otyam” desem binlerce beğeni alacağını düşündüm.
Sürüyü arada durup fotoğraflayarak takipettim,
obaya kadar gittik. Araçtan inip bişeyler yakalama fikri geri tepiyor, çünkü
sayısını bilmediğimçoban köpeklerinden biri bi yerlerden çıkıp gelebilir.
Bu arada Yörük kardeşim “Usta ön lastik patlamış
“diye seslendi uzaktan. Farkındaydım ama duramamıştım işte. Anız tarlasından
dönüş yapmak istediğimde patlak lastik ile yumuşak göl toprağına gömüldüm.
Tam o anda uzaktan Turan'ın arabası göründü.
Zaten stepneyle geliyormuş ama orada işi bitiremedik. Her şeyden önce yesyeni
bijon anahtarı bildiğin eğiliyordu. Bijonlar fena sıkışmış. Yörüğün traktörü
ile pikabı tarladan çıkardık.
Seranın önüne pikabı çektik, bijonlara küf sökücü
döktük bekledik. Ama o da ne? Bijon anahtarından sonra yesyeni alınmış kriko,
ilk kullanımda plastik leğen gibi yamuldu.
O işi de çözüp lastiği değiştirdik. Geriye,
gittikçe kalitesi düşen ülkemden bir güniçi anısı ile hayatımda hiç bu kadar
güzelini yakalamadığım sürü fotoğrafları kaldı.