Kent zaten zengin memleket. Kazılarla birlikte görsel zenginliği, ihtişamı daha bi artmış. O kadar mermer sütun, bölgede mermer yok, araştırdı, Afyon’dan geldiği kayıtlarına ulaştı masalcı. O devirde hangi araç, hangi güç? Hiç bi’şey yeni değil mi aslında?


 2018 yılı “Perge Yılı” olarak ilan edilmişti ve o yıl başlatılan kampanya ile. Anadolu'daki en düzenli Roma dönemi kentleri arasında yer alan Perge Antik Kenti'nin eski görüntüsüne kavuşması için yapılan restorasyon çalışmalarında, Anadolu'daki en düzenli Roma dönemi kentleri arasında yer alan Perge Antik Kenti'nin eski görüntüsüne kavuşması için 100'ün üzerinde sütun ayağa kaldırıldı.

Geçmişi Milattan Önce 5 bin yılına dayanan ve Pamfilya bölgesine bir dönem başkentlik yapan  Aksu ilçesindeki antik kentte, 75 yıldır kesintisiz kazı çalışması yapılıyor ki bu Türkiye Cumhuriyetinin en uzun soluklu kazısı.  15 Ekim 1946'da Ordinaryüs Prof. Dr. Arif Müfid Mansel tarafından ilk kazı çadırının kurularak, uzun soluklu kazıların miladı olarak tarihe geçerken masalcının hatırladığı kadarıyla burada  Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu Dr. Jale İnan ve öğrencisi Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu ve şimdiki kazı başkanı Prof. Dr. Şebnem Sedef Çokay Kepçe.

 

Masalcı için de önemlidir Perge. Eşinin annesi Hafife hanım antik kentin dibinde doğmuş, çocukken oyunlarını o yıkıntılarda oynamış, bulduğu “cavur parası”nı da “cavur” turistlerle değişirmiş. Bir toplantı çıkışıydı, bindiği otobüs evinin önünden geçiyordu ama, aynı zamanda Aksu’ya kadar gidiyordu. Masalcı da bastı gitti. Henüz kış bastırmadığı için yoğun bir sonbahar sağanağı vardı antik kentin ağaçlarında.

Kent zaten zengin memleket. Kazılarla birlikte görsel zenginliği, ihtişamı daha bi artmış. O kadar mermer sütun, bölgede mermer yok, araştırdı, Afyon’dan geldiği kayıtlarına ulaştı masalcı. O devirde hangi araç, hangi güç? Hiç bi’şey yeni değil mi aslında…

Buradaki sütunlarda küçük plakalar vardı. Üzerinde, o sütunun ayağa kalkma masrafını ödeyen kişi veya kurumların adı yazardı. Artık yarısındaki plakaların söküldüğünü gördü masalcı, üzüldü. Geçmişte buradaki bir sütunun üzerinden fırtınalı gecede sökülüp götürülen kabartmayı düşündü, acı acı gülümsedi.

Bu ziyareti önce “kapılar”, ardından “sütunlar” olarak temalandırdı ve anıt çeşme üzerinden kentin kuzeyindeki tepeye yöneldi. Buradaki küçük çukur bölgenin iki yanındaki mağaraların atölye olduğunu duymuştu yıllar önce, hatta burada halk tabakasının yaşadığını, yetmedi, buradaki kuyuların Perge’deki ihtişamlı çeşmeleri beslediğini biliyordu.

Masalcı çıktığında bakir olan tepeye yol yapılmış, seyir terası oluşturulmuş, halk tipi evlerde kazı çalışması yapılarak gün yüzüne çıkarılmıştı. Mutlu oldu masalcı. Bol bol fotoğraf kaydetti. Şimdi onca emek boşa gitmesin diye susacak ve sizi görsel yolculukta Perge ile başbaşa bırakacak.