“Sizin ora'nın nesi meşhur?” sloganını her duyduğumda
irkilirim. Malum haritamızın Güneydoğusu'nun uç noktasına, Hakkari Çukurca'ya
gidip geldik. Buradaki “uç nokta” tanımı nereye koysan orada duracak türden.
Ben yediğini içtiğimi değil, gördüklerimi, dinlediklerimi paylaşmayı severim.
Ama bölgeye gidiş amacımız “Tarım” olunca zorunlu olarak tiyecek yazabilirim.
Antalya Tarım İl Müdürlüğü'nün, Antalya Valiliği himayesinde gerçekleştirdiği bir proje var. “Gelin Kardeş olalım.” Bu proje memleketin dört yanından ilçelerle Antalya'nın ilçelerini kardeş yapmış. Ben projeye Hakkari Çukurca yolculuğunda dahil oldum. Böyle güzel, emek isteyen, yürek isteyen, gittiği yere umut olan bir projeye dahil olmasam olmazdı.
Bu arada Çukurca benim tercihim değildi. Çünkü bilmiyordum. Öneren ve gitmemi sağlayan Tarım İl Müdürümüz Mustafa Özen'e minnet duyduğum bir serüven oldu.
Bizim Korkuteli ekibi iklimsel özelliği eşit olan Çukurca'da mantar üreticiliğini geliştirmeye çalışıyor. Çukurcalı çiftçilere eğitim veriliyor, hem de uygulamalı.
Öğle saati üretici kardeşimiz Mevlan
Erol'un ailesi bize muhteşem bir yer sofrası hazırlamıştı. Ama asıl bomba
akşamüstü patladı. (Ne kadar ironik oldu yaw. Çukurca deyince basit bir lezzet
keyfini “bomba” ile betimlemek. Bu arada biz orada kaldığımız 2 gün boyunca
Hakkari ve Çukurca'da bomba ne ki silah sesi bile duymadık.)
Ekip çalışırken biz Çukurca
merkezi görmeye gittik. “Görmeye” çünkü her yerde gönlünce fotoğraf. Yok öyle.
Dönüşümüzde bizi çay bekliyordu. 4 gün boyunca içtiğim en güzel çay. Ama asıl
efsane yanındaki petekli baldı. Altın sarısı rengiyle “ye beni” diye inliyor.
Bu arada çalışmayı yerinde
görmek için Hakkari'den Çukurca'nın Narlı köyüne gelen Hakkari İl Özel İdaresi
Tarımsal Hizmetler Şube Müdürü İbrahim Besi ile bal ve balcılık üzerine
konuştuk.
Orada kalmadı. Antalya'da bir
sabah erken saatte fotoğraf çalışırken Besi'nin sabah namazı sonrası sohbete
devam ettik. Herkesin derdi var. Derdim var derdini döver.
Bugün ülkede üretim sorunu
yaşıyorsak, kalite sorunu yaşıyorsak, üreticinin iğneyi batırma zamanıdır.
Yaylada ürün bol fiyat yüksek diye Tefenni ve Söğüt'e uçan sahil üreticisi var
ya. Bi benzer sorun Hakkari'de yaşanmış. Karadeniz bölgesinden gelen arıcılar
kimyasal ile şeker ile rekolteyi artırmışlar. Artık bu ürünleri “Anzer Balı”
diye mi pazarladılar, “Şemdinli Balı” diyemi bilemiyorum. Ama Besi'nin verdiği
bilgiye göre Hakkari bu “çakma bal” üretenleri il dışına çıkarmış.
Kızacaksan kendine kız. Bana değil. Çok üretip ucuz satacağına az üret pahalı sat. Az emekle, az masrafla üret. Sen de çok tüketeceğine az tüket. Ucuz olup bol olacağına kaliteli olsun az olsun. Coca Cola 2.5 litrelik ürünlerini fakir mahallelerinde daha çok satarmış. Refah seviyesi yüksek yerde “kutu” hatta onunda gramajını düşürmüş. Bil istedim.