Yorgun Bıkkın ve Umarsızdık!

Düne kadar kime baksam, kime hal hatır sorsam, ruh halleri hep aynıydı; 'Yorgun, bıkkın ve umarsızdılar'. Buna şaşırmıyordum, çünkü aynı ruh hali, hepimizi yansıtıyordu. Ben, sen, o, hemen hemen herkes aynı durumdaydı!

Koca bir toplumu, uğraşsan bu hale getiremezdin ama, belli ki bunu becerenler vardı. Halimiz ayan beyan ortadaydı. 

Tıpkı:
'Biliyorum yarınlarım dünden farksız. Hayat mı bana küstü, ben mi ona küstüm hatırlamıyorum ama şu aralar fena dargınız' diyen Sunay Akın gibiydik.

Bir çoğumuz, 'dünleri' özlerken, 'Bugünü' yaşayamıyorduk ve 'Yarınlar' için umudumuz da yoktu. 

Sanki, yaşam denen şu kısacık zaman diliminde, yaşanması gereken bütün güzellikleri yitirmiş gibiydik. Fena halde çaresiz bırakmışlardı bizi. Belki bu yüzden çok öfkeliydik!
'Yarın için ümit beslemekle yetinmekten, artık bıkkınlık geldi. Yetinemiyorum. Koskoca bugünden utanıyorum. Onun benden utanması gerekirken' diyen Özdemir Asaf, bu sözleriyle, adeta hislerimize tercüman oluyordu.

Artık ezberlediğimiz yalanlardan, bize dayatılan hayatlardan, susup boyun eğmekten, hep üzülmekten, sevgisizlikten, zulümden, kavgadan, hadsizliklerden bıkmış, yorulmuştuk! Yaşama sevincimizi almışlardı elimizden. 

Üstelik:  
Bizi yoran sadece şartların ağırlığı değildi; yoranların, halden anlamayan, sesimizi duymayan, sağırlığıydı aslında. Bir tarafta pahalılık, yokluk, yoksulluk, acımasızlık ve çaresizlik, diğer tarafta adaletsiz ve tuzu kuru bir düzendi canımızı yakan!

Peki ama, hiç sormayacak mıydık, nereye kadar diye? Sormak ve anlamak ilk adımı olacaktı, yeni bir yaşamı gerçekleştirmenin.

Öyle de yaptık, sanki sözleşmiş gibiydik hepimiz…

Seçimlerimizle umudu yeşertmemiz ve güçlü olmamız gerekiyordu. Tıpkı Şems-i Tebrizi’ nin dediği gibi:

'Anladım ki: İnsanlar; susanı korkak, görmezden geleni aptal, affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar. Oysa ki; biz istediğimiz kadar hayatımızdalar, göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar.'

İşte bu seçimle, bunları hatırlattık unutanlara. Çünkü seçilmişler, seçenlere hizmet etmekle yükümlüdürler. Aksi takdirde halk; yetkiyi verdiği gibi, almasını da bilir! Bu yüzden, halkın sabrını ve gücünü sınamayın sakın!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aysel Bereke Arşivi

Olağanüstü gündemlerden yorulduk!

04 Eylül 2025 Perşembe 11:04

30 Ağustos Zafer Bayramı

31 Ağustos 2025 Pazar 14:47

“Eski Türkiye” neden özleniyor?

28 Ağustos 2025 Perşembe 10:57

Yoksulluk en çok çocukları vuruyor!

25 Ağustos 2025 Pazartesi 10:54

Siyasetin tanımını değiştirdiler!

21 Ağustos 2025 Perşembe 11:12

Döneklik zor şey!

18 Ağustos 2025 Pazartesi 10:59

Bindik bir alamete…

14 Ağustos 2025 Perşembe 15:47

Sahtekarlık ve usulsüzlük diz boyu!

11 Ağustos 2025 Pazartesi 15:24

Masa da ne var?

07 Ağustos 2025 Perşembe 12:57

Dostları arkadaşları olmalı insanın

04 Ağustos 2025 Pazartesi 11:27