
Songül Başkaya
Yıkıma engel bir dava yok!
Yaklaşık 9 yıl önce kolonlarındaki patlama nedeniyle boşaltılan ve o tarihten beri Antalya’nın gündeminden düşmeyen Antalya İl Özel İdaresi eski hizmet binası ile ilgili yeni bir iddia gündemde. Güya bina ile ilgili bin bir mücadele ve güçlükle alınan yıkım kararı önünde yargı engeli varmış!
Öncelikle bu dava nedir, ona bakalım. Davayı 15 CHP il genel meclis üyesi olarak açtık. Önceki dönemde alınan yıkım kararı uygulanmadığından ve bizim dönemimizde de yıkım yönünde karar almışken, iki yıl üst üste bütçeye yıkım için ödenek ayırmışken kararın uygulanmaması, sonrasında da meclisten CHP grubunun ‘yıkılsın’ yönündeki tavrına karşın, usullere aykırı bir süreçle güçlendirme kararı alınması sonrasında bu kararı yargıya taşıdık…
Bölge idare mahkemesine ‘Muratpaşa İlçesi, Kışla Mahallesi, 12752 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan eski il özel idaresi hizmet binasının son iki katının tıraşlanarak yıkılmasına, kalan 12 katın güçlendirilmesinin ve gerekli tadilatı ile bakım onarımının yapılarak il özel idaresinin kullanımına sunulmasına ilişkin’ olarak 7 Ekim 2011 tarihinde alınan 636 sayılı il genel meclisi kararının iptal edilmesi için dava açtık. Dava aleyhimize sonuçlanınca da konuyu iki meclis üyesi olarak üst yargıya taşıdık…
Bu dava binanın yıkımına engel teşkil etmemektedir. Alınan güçlendirme kararının iptali istenmektedir ki dava zaten meclisin verdiği yıkım kararı ile birlikte konusuz kalmıştır…
Tüm bunlara rağmen bugünlerde düne kadar binanın yıkılmaması için süreci zora sokanlar, şimdi bunu bahane ederek bizi hedefe koymuşlardır…
Oysa Erzurum’a tayini çıkan Vali Ahmet Altıparmak bile basınla veda toplantısında binanın yıkılmamış olmasıyla ilgili pişmanlığını dile getirmiştir…
Alınan kararı uygulamaya bir engel yokken, yıkımı ötelemek Antalya adına bir kayıptır…
Yeni atanan Valimiz Sebahattin Öztürk de geçtiğimiz gün basına verdiği demeçte, yıkıma engel bir dava süreci olduğunu kaydetmiştir…
Konuyu hukukçular daha iyi değerlendirecektir ama hukukçulardan alınan bilgiye göre de yıkıma mani bir durum yoktur…
Buna karşın bu günlerde iki meclis üyesi olarak davanın konusuz kaldığına dair bir başvuru yaparak, davanın düşmesini talep edeceğiz…
Bakalım ondan sonra yıkım kararı hayata geçecek mi? Yoksa yıkıma engel teşkil edecek yeni gerekçeler bulunacak mı?
Burada gerek siyasi cephe, gerekse bürokrasi Antalya adına birlikte hareket etmelidir…
Bugün bir kamuoyu araştırması yapılsa Antalyalının ezici bir çoğunlukla ‘yıkılsın’ diyeceği bir konuda ayak sürümenin bir anlamı yoktur…
Lütfen, kentin nefes alacağı bir mekan yaratmak üzere bu binayı yıkalım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.