Ağır oldu belki ama en hafifinden başka da söyleyecek bir şey yok. Düşünün bir kere mensubu olduğu partiden milletvekilliği, Genel Başkan Yardımcılığı yapan ve ikinci dönem Büyükşehir Belediye Başkanı olan bir Başkanımız var. Hem de bütünşehir yasasının mimarlarından…

Ama bütünşehir olan Büyükşehir’de Başkan olan Menderes Türel, maalesef bir türlü bütünleştiremiyor kenti.  Göreve gelir gelmez ilk yaptığı yapıcı söylemin aksine icraatlarında hep bizden-sizden ayrımı yapıyor…

Koordinatörlük sisteminden tutun da muhalif belediyelere yapılan bürokratik engellemelere ve mali daraltmalara kadar pekçok sayısız örnek verebiliriz, buna…

Ama gerek yok…

Çünkü dün Manavgat’a yaptığımız ziyarette aldığım bilgilere ve gazetecilerle yaptığım görüşmelere göre olayın daha da vahimini yaşamışız, haftasonu…

Ne mi o…

Dün biraz yazdım ama bugün daha ayrıntılı ele alacağım…

İlimizde bir afet oldu ve koordinasyonu sağlamakla görevli Büyükşehir Belediyesi’nin ekipleri olay yerinde CHP’li Belediye’yi yok saydı…

ASAT Genel Müdürü Faruk Karaçay’ın ve Genel Sekreter Birol Ekici’nin afet dolayısıyla gittikleri ilçede kaymakam ve koordinatörle çalışma yürütüp, halkın oylarıyla seçilen Belediye Başkanı Şükrü Sözen’i yok saymaya çalışması kabul edilemez…

Onların şahsi tavrı olduğunu düşünmüyorum. O nedenle onlara kızmıyorum…

Çünkü bu tutum Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in 7 aydır sergilediği tutum…

Muhalefeti sürekli yok sayıyor…

Hatta kendi meclis grubunu bile yok sayıyor…

Ki meclisin yetkilerini 5 yıl süreyle almasının başka bir izahı yoktur…

Ama bari afet günü birlik olunsun…

Beraber çalışılıp, birlikte yaralar sarılsın…

Üstelik kusurun büyüğü ve sorumluluk Büyükşehir’inken…

Ama yine olmadı…

Bölgeyi en iyi tanıyan belediye ve ekipleri yok sayılıp, şova yönelik çalışma yapıldı…

Olay mahalline 2 gün sonra gidilip, halka geçmiş olsun derken bile siyaset yapıldı…

Bu mudur, bütünşehir olmak…

Bu mu insanlık…

Bu mu demokrasi…

Bu mu yerinden yönetim…

Bu mu sandığa saygı…

Yazıklar olsun böyle siyasete…