Sen ‘Yasakla mücadele edeceğim’ diye gel. Sonra konuşmak, düşünmek, yazmak, çizmek, dikilmek, alkışlamak, tencere çalmak, bayrak asmak, yürümek vs işine gelmeyen her şeyi yasakla…
Son 13 yılın özeti bence budur…
Dine endeksli siyasetle kadının baş örtüsünü kullanarak, dinle birlikte kadını siyasi meze yapıp özgürlüğe dair nutuklar attılar…
Meselenin baş örtüsü değil, laiklik olduğunu bile bile toplumu kandırdılar…
Sonuçta algı yönetimi konusundaki ustalıkları, demagoji kabiliyetleriyle de çoğunluğu ikna ettiler…
İşlerine gelen her türlü özgürlüğü, kanun, mevzuat dinlemeden tesis ederken, işlerine gelmeyen her türlü şeyi de yasakladılar…
Yasak da aslında çok iyimser kalır…
Çünkü basılmayan kitaplar toplatıldı…
Aydınlar, askerler, siyasiler sahte delillerle terör örgütü mensubu yapılıp, tutuklandı…
Yıllarca hapis yatan da oldu…
Kahrından ölen, intihar eden de…
Gösteri ve yürüyüş hakkı baskılandı…
Eylemler provoke edildi…
Yayınlara yasak konuldu…
Yetmedi sosyal medya yasaklandı…
Hala ‘kapatırız’ tehdidi ensemizde…
Vatandaşın, hukukçunun, polisin, askerin, öğretmenin, basının yasaklar altında demokrasi ve aydınlık için vermeye çalıştığı çaba malum…
Bu kadar yasak ve baskı içinde direnen tüm vatanseverlere, çağdaş, hukuk devleti, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nden yana olan vatandaşlarımıza şimdi büyük görev düşüyor…
Onca yasakla birlikte TC’yi, Atatürk’ü, Atatürk Anıtlarını kaldırmaya, silmeye çalışan bu anlayışa artık ‘iktidar yasak’ demek gerekmiyor mu…
İçinde bulunduğunuz derin sessizliğin bunun habercisi olduğunu biliyorum, hissediyorum…
İktidarın son çırpınış ve manevraları da bundan biliyoruz…
Ama yasakçı zihniyetin son kullanma tarihi bitti…
Yeter…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.