
Ulaş Kökçe
YAPAY ZEKÂ ‘İŞSİZLİK’ KORKUSU’ GETİRDİ
Yapay zekâ ile birlikte dijitalleşme akıl almaz bir hızla bizi çevreliyor. Dijitalleşme bir yandan tüm sektörleri dönüştürürken, yeni sektörler ve iş alanları da yaratıyor. Yaşanan bu değişim çalışanların iş fırsatlarına erişebilmelerini zorlaştırıyor. Teknoloji ve dijital beceriler sahip olmayan gençlerin iş bulmaları neredeyse imkansız hale geliyor. Öyle ki; toplumun %45’i yapay zekâdan korkuyor ama sadece %17’si bunu aktif olarak kullanıyor. Türkiye’de toplumun yüzde 35’i almış olduğu eğitimin yaptığı işte gelecekte yetersiz kalacağını düşünüyor. Bu fark, teknolojik farkındalıkla dijital yetkinlik arasındaki uçurumun fotoğrafı ve maalesef fırsatlar ve endişeler arasında bir dönem yaşıyoruz.
Günümüzde dijitalleşmenin veya yapay zekâya olan ilginin artması ile birlikte işsizlik korkusu iyiden iyiye kendini hissettirmeye başladı. Artık, teknoloji ve dijital beceriler sahip olmayan gençlerin iş bulmaları neredeyse imkansız hale gele geldi. Öte yandan, kuruluşlar aradıkları pozisyonlar için uygun elemanlar bulamadıklarından şikayet ediyorlar. Teknolojik işsizlik kavramı hem çalışanlar hem de işverenler için bir sorun olmaya devam ediyor. Teknolojik işsizlik, teknoloji kaynaklı işsizlik ve teknolojik işsizlik kaygısı kavramları, makineleşmenin ve otomasyon sistemlerinin insanların iş süreçlerindeki rolünü azaltacağı öngörülerinden kaynaklanıyor. Yapısal bir işsizlik türü olan teknolojik işsizlik, çoğunlukla iş kaybı yaşayacak olmanın kaygı ve endişesi bağlamında ele alınıyor.
GYİAD’ın (Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği) Konda Araştırma ile birlikte gerçekleştirdiği “Dijitalleşen Dünyada Nitelikli Aranan Eleman Fırsatı” başlıklı araştırma teknoloji kaynaklı işsizlik kavramı hakkında çok değerli sonuçlar içeriyor. Konda’nın araştırması, Türkiye’de ara eleman açığının karmaşık bir yapıya sahip bir sorun olduğunu ortaya koyuyor. Araştırma, kişisel deneyimler ve öngörüler üzerinden teknoloji kaynaklı işsizliği anlamlandırmayı hedefliyor.Araştırması’nın sonuçları teknolojik gelişmelerin yarattığı kaygıyı açıkça ortaya koyuyor.
Yapay zekâ: Kaygı mı, fırsat mı?
Rapora göre, her beş kişiden biri, teknolojik gelişmeler nedeniyle işini kaybetme riski taşıdığını düşünüyor. Yani geleceğin meslekleri kadar, geleceksizleşen meslekler de toplumun zihinsel ajandasına girmiş durumda. Kuaförlük, marangozluk, bankacılık, hatta öğretmenlik gibi geleneksel mesleklerin bile “tehlikede” görülmesi, yapay zekâ ve otomasyonun etkisinin artık soyut değil, somut bir kaygı olarak yaşandığını gösteriyor. Ve daha çarpıcı olan ise eğitimini yeterli bulmayanların oranı %35. Bu oran yalnızca bir endişe düzeyi değil; toplumun içten içe kaybettiği özgüvenin sayısal izdüşümüdür. Konda’nın ölçtüğü depresyon endeksinin pandeminin ortasındaki seviyeye ulaşmış olması, sosyo-psikolojik yorgunluğun iş gücünde kendini nasıl gösterdiğini kanıtlar nitelikte.
Rapordaki bir diğer çarpıcı sonuç da toplumun %45’i yapay zekâdan korkuyor oluşu. Toplumun sadece %17’si yapay zekâyı aktif olarak kullanıyor. Değerli okurlar bu fark bile teknolojik farkındalıkla dijital yetkinlik arasındaki uçurumun net bir fotoğrafı olarak öne çıkıyor.
Değerli okurlar, bu rapor, istatistikten ibaret değildir. Bir toplumun dahası çalışan kesimin ya da çalışma hayatına atılacak yüzbinlerce gencin hayal kırıklıklarını, umutlarını ve yeniden inşa sürecini anlatan bir belge niteliğinde. İnşallah yakın zamanda ilgili makamlar bu gerçeği görür ve gençlerimizi, yapay zekâya -dijilleştirmeye yenilmelerine izin vermezler…
Sevgi&Saygı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.