Rus uçağının düşürülmesi, afet, yağmur, fırtına, don vs… Art arda kısa sürede gelişebilecek tüm olumsuzlar bu yıl üreticiyi de turizm sektörünü de vurdu. Hatta yıktı, geçti…
Yetkili makamların çok sayıda açıklamaları, iktidar partili siyasetçilerin çok sayıda vaadini diledik. TARSİM’den geldiler, gittiler…
Bakanlar, vekiller de konunun takipçisiydi…
Sağ olsun en güzel işi Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Antalya Ticaret Borsası ve onlara katkı sunan ziraat mühendisleri yaptı…
AKP, CHP ve MHP’li vekillerle rapor hazırladılar, tarım için…
Turizm için de girişim oldu…
Sonuç açıklanan, yaraya şifayı bırakın, merhem olmayacak bir turizm paketi…
Tarım için o bile yok…
Ama üretici hala direniyor…
Yıkılmamak için elindeki tüm olanakları seferber ediyor…
Peki tablo ne…
Salça fabrikasına 10 kuruşa giden emek…
Umudunu da kaybetmiş gibi görünüyor, üretici…
Hatta Aksulu bir üreticinin geçtiğimiz gün Çapraz Ateş’e verdiği demeç gerçekten dikkat çekici…
Üreticinin bittiğini kaydeden Aksulu vatandaşımız, “EXPO 2016’yı üretici açabilir” mesajı verdi…
Satır aralarında üreticilerin bunalıma girdiğini ve istenmeyen olayların da yaşanabileceğini hissettik…
Ümit ederiz olmaz…
Olmasın da…
Ama krizin de zamanında başarıyla yürütülmesi gerekmez mi!
Beklenen bu tür olumsuz vakaların mı yaşanması!
Yoksa tamamen toprağın terk edilip, betona teslim edilmesi mi!
Aklıma geçtiğimiz gün araştırmacı Giray Ercenk’in söyledikleri geliyor hep…
Hani 1960'lı yılların başında buğday ve pamukta yeni tohum çeşitleri denenmiş, verimlilik artmış, üretici para kazanmış ama olan kente olmuş, paralar gayrimenkule, betonlara akmış ya…
Kısa sürede kent nüfusunun artıp, betonlaşması durumu doğmuş…
Şimdi de tarımda gidişat kötü…
Bu kez de kırsal tamamen betona terk edilecek…
Tarımdan vazgeçen üreticinin toprağında binalar yükselecek…
Korkarım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.