
Ulaş Kökçe
Türkiye Günün 7 Saati ‘Çevrimiçi’
Ülke olarak iyiden iyiye telefon dahası ‘sosyal medya bağımlısı’ olduk… Rakamlar korkunç! Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde 70’i sosyal medya kullanıcısı. Ama asıl sorun Türkiye’nin internette geçirdiği zamanda yatıyor. Tam 7 saat 6 dakika…Yani Türk insanı günün 7 saati çevrimiçi. Bu da neden ülke olarak ‘Depresyonda’ olduğumuzun ya da bir türlü deprosyondan çıkamadığımızın kanıtı. Çünkü uzmanlara göre yoğun sosyal medya kullanımı depresyon ana sebeplerinden biri. Aşırı sosyal medya kullanımı daha doğrusu bağımlılığı bireylerde kaygı, depresyon ve yalnızlık duygularını artırıyor.
Telefonlar artık bir uzvumuz gibi, sanki bizim bir parçamız. Onu yanımıza almadığımız bir an bile olmuyor. Otobüste, trafikte, durakta, molalarda hatta aile ya da arkadaşlarımızla bile sohbet ederken sosyal medyaya göz gezdiriyoruz hatta iki arada bir derede alış veriş bile yapıp siparişler veriyoruz. Yetmiyor; beğeniler yapıyoruz, ya da kendimiz bir hikaye, post paylaşıyoruz… O da mı olmadı en basitinden oyunlar oynuyoruz…
Bireylerin dijital platformları bilinçli ve dengeli kullanmaları, psikolojik sağlıklarını korumaları açısından çok önemli. Kısa sürede iyi hissettiren ancak bilinçli sürdürülmediğinde uzun vadede mutluluk yerine tatminsizlik oluşturabilen alışkanlıkların başında sosyal medya bağımlılığı ve çevrimiçi alışverişin geldiği konusunda uzmanlar uyarıyor.Çünkü; sosyal medya bağımlılığı bireylerde kaygı, depresyon ve yalnızlık duygularını artırıyor veya tetikliyor.
Türkiye Dünyada 19’uncu…
Sevgili okurlar, Türkiye’nin sosyal medya bağımlılığı karnesi hiç de iç açcı değil… Türkiye nüfusunun yüzde 67,4’ünün sosyal medya kullanıcısı. Evet yanlış okumadınız! Türkiye 2024’te internette geçirdiği saat de oldukça fazla… Türkiye günün 7 saat 6 dakika çevrimiçi… Türkiye bu günlük 7 saat 6 dakika ile dünyada 19’uncu sırada yer alıyor.
Uzman Psikolog Jülide Unutmaz, sosyal medya bağımlılığı ile kişilerin ruh sağlığı arasındaki hassasiyeti şu sözlerle ifade ediyor: “Sosyal medya gibi anlık dopamin salgılayan kaynakların kişide bağımlılık geliştirme riski yüksektir ve gerçekçi olmayan mutluluk algısı meydana getirebilir. Bu platformlarda sürekli olarak başkalarının ‘mükemmel’ yaşamlarını görmek, kişilerin kendi hayatlarını olumsuz değerlendirmelerine neden olabilir. Aynı zamanda çevrimiçi alışveriş gibi alışkanlıkların abartılması durumunda finansal dengeler de şaşabileceği için oluşabilecek borçlanmalar kaygı ve stresi tetikleyerek ruh sağlığını daha da dibe çekebilir”.
Sevgili okurlar; uzmanın da belirttiği gibi işin sırrı ‘denge’ kavramında. Teknoloji çağındayız bunu kimse inkar edemez.Sosyal medya ve internetin tamamen kötü olduğunu da söylemiyoruz, ama burada yapılması gereken bilinçli kullanım. Unutmayın asıl mutluluk, denge ve farkındalık ile sağlanır. Sürekli mutlu olma beklentisi, doğal ve sağlıklı bir yaklaşım değil. Sosyal medyanın yaptığı biraz da bu, orada gördülenlere ulaşma gayesi, sanal bir mutluluk hissi veriyor insana ama gerçek mutluluk, dışarıdan gelen geçici uyaranlarla değil, kişinin kendini anlaması ve geliştirmesiyle mümkündür.
Sevgi&Saygı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.