
Murat Yıldırım
TÜRKİYE ÇÖLLEŞİYOR
Bilhassa son 15-20 yıldan bu yana ülkemizin tüm bölgelerinde maden arama gerekçesiyle Taş ve mermer ocakları açma-siyanürle altın ve diğer bazı madenlerin istihsali vb. nedenlerle) coğrafyamızın delik deşik olduğuna dağlarımızın taşlarımızın oyulduğuna Türkiye kamu oyu tanıktır.
Öncelikle ülkemizin kalkınması için akla, mantığa, bilime uygun olarak yapılan yatırımlara asla karşı olmadığımızın altını çizelim. Yanı sıra, aynı şekilde, hem Maden arama, hem hidro elektrik santrali kurma işleme ve hem de termal enerji elde etmek amacıyla bir çok bölgelerimizde doğaya aşın derecede müdahale edildiğine de seyirci durumdayız.
Bu eylemler devam ederken, yürürlükteki yasa ve yönetmelikteki zorunluluklara rağmen dağlarımız taşlarımız, ovalarımız, akar su ve deniz kıyılarımız eski haline dönüştürülmeden, telafisi mümkün olmayan ağır hasarlarıyla ortada bırakılmaktadır.Gerek küresel ısınma gerek sera etkisi gerek coğrafyamızda açılan yaralar sonucu; bir taraftan yeşil doku, ormanlarımız yok edilirken diğer taraftan da var olan zemin su kaynaklarımız kurutulmaktadır.
Türk halkı yediden yetmişe, çoluk çocuk, kadın kız, genç yaşlı feryat ederek sokaklara, ekip diktikleri, ekmek kazandıkları tarlalarına ve zeytin bahçelerinin olduğu yerlerde öbek öbek toplanarak" aç kalıyoruz arazilerimize kıymayın" şeklindeki feryatlarına rağmen göz yaşı ve feryat çığlıkları atan vatandaşlar kolluk kuvvetleri vasıtasıyla engellenme ve dağıtılma noktasında oluyorlar. Yapılan bu işlerde ilim, bilim, akıl mantık planlama projelendirme, fizibilite. ARGE, mühendislik normlarına uyma, envanter çalışması, ilgili mevzuata uyma gibi yöntemlerin kullanılmadığı çok açık. Hal böyle olunca da çok sürmez; bu eylemler, sayısı bilinmeyen şirketler eliyle yürütüldüğü sürece Türkiye en fazla 40-50 yıl dayanabilir.
ÇÖLLEŞECEKTİR
Ardı arası kesilmeyen çoklu sebebe dayalı orman yangınları, sürdürülebilir ulusal bir ormancılık politikasının olmaması gibi haller de işin tuzu biberidir. Özellikle ve bilhassa öncelikle halen yürürlükte bulunan maden yasası süratle çok yönlü olarak revize edilmelidir. Devamında Ormancılık kanunu çevre mevzutı ve tarım yasası da kademeli olarak yeni baştan gözden geçirilmelidir. Ülkemizi yönetenler ve tüm Türk halkı görmektedir ki, göllerimiz, barajlarımız, akar su kaynaklarımız gün geçtikçe hızla kurumaktadır, sebepleri de yukarıda ifade olunduğu gibidir. Türkiye coğrafyası hastadir. Reçetesi de yukarıdadır. Lütfen ortak akılla, orta ve uzun vadeli olarak yarınları görelim, reçeteyi uygulayalım. S.O.S veren, kırmızı alarm çağrısında bulunan bu kronikleşmiş sorunu çözelim.
YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.