Büyük bir mücadele ve özenle yapılan bir devrim, inançla, mücadeleyle, kurulan bir rejim. Yaklaşık bir asırlık bir yaşanmışlık…

Her türlü darbeye, karşı devrime rağmen ayakta…

Öyle kolay değil; zora teslim olmak…

Olmamalı da…

Ama ta Osmanlı’dan beri var olan dil, din, ırk, mezhep farkı gözetmeden aynı toprak üzerinde kurulan bir aradalık, ortak yaşam kültürü büyük yara aldı…

Bu gerçeği atlamamak ve inatla üzerine gidip tahribatı tamir etmek gerek…

Büyük bir hırsla Cumhuriyet’i, kazanımlarını, devrimleri tahrip eden, silip süpürmeye çalışanların yarattığı kamplaşma, kutuplaşma, ekilen kin ve nefret tohumlarını sıfırlamak öyle kolay değil elbet…

Sihirli bir değnek de yok kimsenin elinde, her şeyi başa çevirecek…

Ama niyet olmalı…

İktidarda yoksa, muhalefette, kamuoyu önderlerinde, sende, bende, bizde vs…

Farklılıklarımız, renklerimizdir…

Sahip çıkmalıyız, korumalıyız farklı inanç, kültür, düşünce, dil vs…

Seküler yaşam tarzımızı korumalıyız…

Daha pek çok şey yapmalıyız elbette…

Ama en temel hedef; safları sıklaştırıp rejim ve demokrasiye karşı yapılan saldırıyı defetmek…

Dünyanın hayran kaldığı Müslüman coğrafyasının en güçlü ve huzurlu ülkesi haline tekrar gelmek…

Burada da en büyük görev kurucu parti; Cumhuriyet Halk Partisi’ne düşmektedir…

Hem mecliste hem de sokakta olası referanduma karşı çalışma yapılmalıdır…

Halka parlamenter sistemde, demokratik yaşamda yapılmak istenen değişiklikler ve müdahaleler tek tek anlatılmalı…

En sade ve yalın anlatımla…

OHAL’de yapılacak bir referanduma tüm insan gücü seferber edilmeli…

Bütün hesaplar bir kenara bırakılmamalı…

Bu halde bile koltuk ve gelecek hesabı yapanlar artık bir mola demeli…

Kendi koltukları ve gelecekleri için parti içinde inanılmaz efor sarf edenleri sokakta çalışmaya davet ediyorum…

Buyrun…

Yoksa Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “…Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”  sözleriyle biten Gençliğe Hitabe’yi okumamışsın demektir…

Okumuşsan da özümsememiş…