
İbrahim Akkaya
Baykal’ın isyanı !
Çok zor, çok acılı bir süreçten geçiyoruz.
Reina saldırısının yasını tutarken, hain terör bu kez İzmir’de yüreklerimizi yaktı..
Böylesine sıkıntılı bir süreçte gündeme Anayasa değişikliği ve Başkanlık sistemi dayatılmaya çalışılıyor.
Gerçek şu ki kamuoyu değişikliği bilmiyor, Anayasa değişikliğini rejime etkisinin ne olacağını da bilmiyor..
Dahası Anayasa değişikliği yasa tasarısına imza veren AKP’li milletvekillerinin de bilgi sahibi olmadığı söyleniyor.
AKP’li vekillerin boş kağıda imza attıkları medyada yer aldı..
Anayasa değişikliğine estek vereceği söylenen MHP’de de gerçek anlamda bilgi sahibi olan kişinin bulunmadığını söylemek yanlış olmaz..
Anayasa değişikliği 9 Ocak Pazartesi günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geliyor..
CHP Parti Meclisi, Anayasa değişikliği ile ilgili görüşmelerde parti adına CHP önceki Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın konuşmasına karar verdi ve bu karar da bir süre önce Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açıklandı..
Baykal’la dün telefon görüşmesi yaptım..
Sesinin tonundan kızgın ve üzgün olduğunu anlamak güç değildi..
Nedeni ise Anayasa değişikliği üzerinde CHP gurubu adına Pazartesi günü yapacağı konuşmaya kısıtlama getirilmesiydi..
Gariptir, acıdır ve çok düşündürücüdür..
Baykal’a sadece 20 dakika konuşma süresi veriliyor..
Bununla da yetinilmiyor, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki görüşmeleri yayımlayan Meclis TV, 9 Ocak Pazartesi günü yani Baykal’ın konuşma yapacağı gün yayın yapmayacak..
Yani Baykal’ın sesini kısmak, Baykal’ı konuşturmamak, kamuoyunu aydınlatmasına, halka ve vekillerine gerçekleri anlatmasına mani olunuyor.
Bu yüzden kızgın ve üzgün Baykal..
Diyor ki, “ Halkın bilgilenme hakkına saygısızlık.. 100 yıllık Cumhuriyet geleneğimizde böyle bir şey yok. Meclis’i açacaklar, -biz böyle uygun gördük-diyecekler aç-kapa misali yangından mal kaçırırcasına Türkiye’nin geleceği için son derece önem taşıyan Anayasa değişikliği konusunda CHP’nin görüşlerini halkın öğrenmesini engelleyecekler, kapalı kapılar ardında böylesine hayati bir konuyu oldu bittiye getirerek kamuoyundan gizleyerek sonuçlandıracaklar”
Pazartesi günü Meclis’te yapacağı konuşma üzerinde evinde çalışan Baykal, konuşmasına sınırlama getirilmesine ve Meclis TV’nin görüşmeleri yayınlamayacak olmasına olan tepkisini şu sözlerle ifade etmeye çalıştı :
“Halkan niye kaçıyorsunuz, halktan niçin korkuyorsunuz. Bırakın gerçekleri aktaralım, halkı bilgilendirelim. Niçin buna mani oluyorsunuz ? Ne yapmaya çalışıyorsunuz, hani Türkiye’de ifade özgürlüğü vardı, hani kimsenin yaşam biçimine, kendisini ifade etmesine karışmıyordunuz ? “
Belli ki Baykal, seminin kısıtlanmak istenmesine, konuşmasının yasaklanmasına çok kızmış..
Diyor ki, “Tipik bir Ortadoğu ülkesi olduk. Sergilenmek istenenler Ortadoğu ülkelerinde hüküm süren anlayış. Tek adam, tek düşünce, vatandaşı ümmet gibi gören, Anayasa, hukuk, kişi haklarına saygının olmadığı bir düşünceyi, bir anlayış ülkemizde hakim kılınmaya çalışılıyor. Türkiye nereye sürükleniyor. Ben son derece kaygılıyım, 80 milyonun Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi hakkında bilgi sahibi olmasına siyasal iktidar engel olmaya çalışıyor. Çok acı, kabul edilemez bir tutum”
Aslında siyasal iktidarın Baykal’ın sesini kesme, konuşmasına kısıtlama getirmesine şaşmamak gerekli..
Anımsayın Baykal, 1 Kasım tezkeresi konusunda devlet adamlığı sorumluluğu ile hem toplumu, hem de milletvekillerini bilgilendirmiş, iktidar partisi AKP’nin bir bölüm milletvekili de ‘hayır’ oyu verdiği için tezkere Meclis’ten geçmemişti.
Baykal’ın çabaları ve girişimleri ile tezkere geçmeyince Türkiye şimdi içinden çıkamadığımız Ortadoğu bataklığına o zaman bulamamıştı..
Dileriz akli selim galip gelir..
Yasaklara rağmen Anayasa değişikliği referanduma bile gitmeden Meclis’ten geri döner..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.