Soğuk bir Şubat Günü’nde Dokuma Fabrikası önünde çadır kurdum..

Bireysel bir eylemdi..

Eylemin nedeni ise dönemin AKP’li Kepez Belediye Başkanı Erdal Öner’in  Dokuma Fabrikası’nın 488 dönümlük arazisini Turkmall isimli Hollanda firmasına ihalesiz bir biçimde vermesi, bir başka deyişle peşkeş çekmesiydi.

Çünkü faaliyetine son verilen Sümerbank Antalya Dokuma Fabrikası’nın faaliyetine son verilmiş, Özelleştirme İdaresi tarafından satışa çıkarılmıştı.

Antalya’nın sahiplerinin satışa karşı çıkması üzerine de ‘Halk yararına düzenleme yapılması, halkın kullanımına açılması’ şartıyla bedelsiz olarak Kepez Belediyesi’ne devredilmişti..

Dönemin AKP’li Belediye Başkanı Erdal Öner ise, bir gece yarısı operasyonu ile Antalya’nın akciğeri konumundaki paha biçilmez değerdeki alanı Hollanda firmasına vermişti..

Bu tahsisi protesto amacıyla bireysel bir eylem kararı aldım ve uyguladım..

Dokuma’nın önüne çadırı kurdum.

İkinci gün çadır sayısı 3’e  sonraki günlerde katlanarak 100’e ulaştı..

Antalya, benim bireysel eylemim sayesinde birleşmişti adeta..

CHP, MHP, DSP, ANAP, DYP ve diğer siyasi partiler ile sivil toplum örgütleri eyleme destek verdiler.

6 gün 5 gece süren eylem sonunda müjdeli haber Danıştay’dan geldi ve bu kanunsuz tahsis iptal edildi..

Dokuma gibi Antalya’nım kalbi olan bir alanın Turkmall şirketine adeta altın tepside sunulmamsına dönemin AKP İl Başkanı rahmetli Hamza Taş’ta karşı çıkmış, “Vicdanımız Dokuma konusunda rahat değil” açıklamasını yapmıştı..

Eylemi gazeteci İbrahim Akkaya yapmasına rağmen, bir grup gazeteci bu işten çok rahatsız olmuştu..

“Gazeteci eylem yapmaz, eylem yazar” türünden eleştiriler yaptı meslektaşlarımız..

Bazı çıkar gruplarının tahrikleri ile kimileri saldırıya kalkıştılar.

Bazı çevrelerin desteği ile Hüsnü Şahin, Yıldıray Sapan ve Mehmet Tosun’un destek verdiği eylem için linç kampanyası başlatmaya çabaladılar.

Bunlar sökmedi elbette..

Çünkü Antalya, bugün olduğu gibi o dönemde de Dokuma’ya ve bizim eyleme sahip çıktı..

AKP, bu hukuksuz tahsise duyarsız kalmadı elbette..

Erdal Öner, kurucusu olduğu AKP’den ihraç edildiği gibi aday da yapılmadı..

Öner’den sonra Kepez Belediye Başkanı seçilen Hakan Tütüncü ise, Dokuma’yı halka açmak, Antalyalılara açmak, kamunun malı olarak değerlendirmek için büyük çaba içine girdi, girmeye de devam ediyor.

Bugün gelinen noktada Dokuma’da harika işler oluyor..

Türkiye’nin en büyük bilim merkezlerinden birisi dokuma’da TÜBİTAK işbirliği  ile kuruluyor.

Kent Belleği Müzesi, Çocuk ve Oyuncak Müzesi, Minicity, Nostaljik Otomobiller Müzesi, Tekstil Müzesi bunlardan bir kaçı..

Geçen yıl olduğu gibi Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü,  Akdeniz GERÇEK ailesini dün Dokuma’da konuk etti, çalışmaları anlattı..

Tütüncü’nün Dokuma konusundaki heyecanı görülmeye değerdi..

Gerçek şu ki pek çok belediye başkanı 488 dönüm gibi dev bir alana başka amaçlı yatırım yapar ya da “bütçemiz ve makine parkımız uygun değil” gerekçesiyle kaderine terk ederdi.

Hakan Başkan, tam bir Dokuma sevdalısı, kendini bu alanı Antalya’nın buluşma noktası yapma konusuna adamış gibi..

Adımız eylem sırasında ‘Çadırcı’ya çıkmıştı..

Kendimle ilgili, çok duygulandığım konuyu ise, birilerinin karnı fena halde ağrıyacak, birileri kıskançlıktan  çatlayacak olsa da yazının sonunda sizlerle paylaşmak istedim..

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, şunları söyledi :

“ Dokuma Fabrikası alanında Dokuma  eylemcisi İbrahim Akkaya’nın balmumu heykelini eylem çadırıyla birlikte yer alacak”

Bundan büyük gurur olur mu ?

Teşekkür Hakan Başkan..