
Ulaş Kökçe
‘Tarımda Kendine Yeterliliğimiz Bitti’
Her sektörde olduğu gibi ‘TARIM’ sektöründe de işler iyi gitmiyor. Oysa ‘Tarım’ stratejik bir sektör. 50 ürünümüz dünyada ilk 10 arasında. Bu potansiyeliyle ülkemizde tarım istihdamı 4,7 milyon kişi ve toplam istihdamdaki payı da %14 seviyelerinde ama her geçen gün geriye gitmeye devam ediyoruz. “Milli ekonominin temeli ziraattır” felsefesiyle 100 yıl önce Gazi çiftliğini kurarak başlatan Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonundan çok gerideyiz ve maalesef tarımda kendi yeterliliğimizin de sonuna gelmeye başladık.
Tarım sektörünün ve çiftçilerin yaşadığı sorunlar bitmiyor. Bir gün don, bir gün kuraklık, bir gün sel… Ürününü üretebilmek için çırpınan çiftçilerin mazot, gübre gibi maliyetlerini saymıyorum bile… Tarım sektöründeki gerileme her geçen gün artıyor. Sadece turizmin değil tarımın da başkenti olan Antalyamız da tarımdaki gerilemeden nasibini alıyor. Bu da üretime, istihdama, ithalata ve dahası ‘tarımda kendi kendine yetebilen ülke’ gurundan bizi hızla uzaklaştırıyor. Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar geçtiğimiz günlerde bu sorunları Meclis gündemine taşıdı. Avşar, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın yanıtlaması istemiyle konuya ilişkin yazılı soru önergesi verdi.
Tekirdağ vekili Avşar, tarımda ülkemizin geldiği son durumu tüm çıplaklığıyla yansıttı. Rakamlar gerçekten çok üzücü… Yüz ölçümü Konya Ovası kadar dahi olmayan ülkelerden hububat ithal eder duruma geldiğini ifade eden Avşar, hayvanın kendisini, yemini, gübresini, hatta çobanının bile ithal edildiğini belirtti.
‘Tarımda kendine yeterliliğimiz bitti’
Sevgili okurlar, ülkemiz ovaları, havzaları, iklimi ve coğrafyasıyla dünyanın tarıma elverişli en önemli coğrafyalarından biri. Öyle ki, Türkiye bünyesinde yetiştirilen 200'ün üzerinde ürünle yüksek bir tarımsal potansiyele sahip. Ama bugün gelinen noktada Türkiye yeterliliği; yüksek girdi maliyetleri, ithalat, dışa bağımlılık, yanlış dış ticaret uygulamaları, yetersiz altyapı, plansız ve yetersiz destekler gibi sebeplerle oldukça aşağıya hızla iniyor. Nasıl mı? Rakamlar şöyle: Trakya’da özellikle de Tekirdağ’da yetişen ay çiçeği üretiminde %50'lere kadar düşmüş ve kendine yeterli olmaktan çıkmış.
Yemde yıllık tüketilen 3 milyon tonun üzerinde soyanın ancak %4-%5'ini üretebiliyor, pamukta üretilenden daha fazlasını ithal ediyoruz. Özetle vekilimizin de belirttiği gibi; yüz ölçümü Konya Ovası kadar olmayan ülkelerden hububat ithal eder duruma geldik. Hayvancılıkta da benzer sorunlar var; özellikle 2010 yılından sonra uygulanan ithalat politikasıyla hayvanın kendisi, yemi, gübresi ithal ediliyor bu da çok yüksek oranda dışa bağımlılık olarak yansıyor.
Tarımda Birinci Olmayız…
Sevgili okurlar, Atatürk’ün; “Türkiye'nin hakiki sahibi ve efendisi gerçek üretici olan köylüdür” misyonundan bugün maalesef çok uzağız. Ülkemiz 200'den fazla çeşit ürün üretme kapasitesiyle Avrupa’da birinci sırada olmasına karşın enflasyonda da birinci sırada. Bu tezatlık gerçekten çok vahim. Ne çiftçi ne de bizler bunu hak etmiyoruz.
Özetle stratejik bir önem taşıyan tarım sektörün sahip çıkmak ‘milli’ bir meseledir…
Sevgi&Saygı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.