
Ulaş Kökçe
Tadımız ‘TUZUMUZ’ kalmadı!
Ekonomik sıkıntılar, hayat pahalılığı, yurt içi ve yurt dışındaki siyasal olumsuzluklar Türk insanında ne tat bıraktı ne tuz! Tuz demişken 12-18 Mayıs Tuza Dikkat Haftası…Tuzun da haftası olurmuymuş demeyin. Maalesef Türkiye olması gerekenden iki kat fazla tuz tüketiyor. Bu da özellikle ilerleyen yaşlarla birlikte pek çok sağlık problemini beraberinde getiriyor. O yüzden tuzu sofralarımızdan azaltalım ki tadımız kaçmasın…
Gıdalarda tat verici olarak tüketilen tuz, Türkiye’nin sofra kültüründe önemli bir yer tutuyor. Ancak yemeklerin lezzetini artırmak için normalden fazla kullanılması, özellikle ilerleyen yaşlarla birlikte pek çok sağlık problemini beraberinde getiriyor. Türkiye’de kişi başı günlük tuz tüketiminin 9,9 gram. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bu miktarın 5 gramın altına düşmesi gerekiyor. Maalesef Türkiye olması gerekenden iki kat fazla tuz tüketiyor…
Fazlası Zarar…
Sevgili okurlar; tuz, vücudun ihtiyaç duyduğu bir mineral olsa da fazlası hayatı tehdit ediyor. Vücuda alınan tuzun yaklaşık yüzde 99,5’i böbreklerden geri emiliyor. Fazla miktarda tuz tüketimi kaynaklı hipertansiyon, damar sertliği ve böbrek taşı gibi rahatsızlıklar bu organları olumsuz etkiliyor ve çeşitli hastalıkları beraberinde getiriyor. Peki günlük tuz tüketimi bir insanın ne kadar olmalı? Bir çay kaşığı!
Fazla tuz tüketimi; başta hipertansiyon ve damar sertliği olmak üzere böbrek yetmezliği, inme, böbrek taşı, kemik erimesi ve mide kanseri gibi ciddi pek çok rahatsızlığa davetiye çıkarıyor. Özellikle diyabetliler, hipertansiyonu olanlar, kalp hastaları, obezler, yaşlılar ve düzenli ilaç kullanan kişiler tuz tüketimine çok dikkat etmeli.
Tuz atmadan önce yemeğin tadına bakılmalı…
Türk insanı olarak bizlerin çok yanlış bir alışkanlığı var. O da yemeğin daha tadına bakmadan yemeğe tuz atmak. Uzmanlara göre bu çok yanlış bir yaşam tarzı örneği… Bilenler bilir, özellikle Avrupa ve Amerikadaki bazı eyaletler de bu anlamda sıkı uygulamalar var. Restorantlarda masalarda tuzluklar bulunmuyor. İsteyen olursa garson tarafından getiriliyor. Yalan yok, İstanbul’da bazı lüks restorantlarda bu uygulama var. Ama bu alışkanlığın refleks olarak kaybedilmesi sağlımız için çok önemli. Kişinin yemeğin tuzu ile ilgili bir sorun olup olmadığı konusunda bir bilgisi yokken yemeğe tuz eklemesi, günlük yaşantısındaki, sorunu görmeden çözüm arayışına girmek gibi hatalı ve gereksiz reflekslere benziyor.
Gizli Tuzlu Gıdalara Dikkat!..
Bir önemli konu da ‘gizli tuz’ nasıl mı? Peynir çeşitleri, zeytinler, ketçap ve mayonez gibi hazır soslar, kavrulmuş kuru yemişler, hazır çorbalar, bulyonlar, konserve yiyecekler, turşu, sucuk, salam, sosis gibi şarküteri ürünleri, cipsler, bisküviler, krakerler ve hazır ayranlar gibi gizli tuz içeren gıdaları fazla tüketmek de büyük tehlike. Özellikle bu tür beslenme alışkanlığına sahip olanların daha da dikkat etmesi gerekiyor. Özetle; günde bir çay kaşığından fazla tuz tüketmeyin ve ne kadar tuz içerdiğini bilmediğiniz işlenmiş ve paketli gıdalardan uzak durun. Durun ki, tadınız da tuzunuz da kaçmasın…
Sevgi&Saygı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.