‘İğneyi kendine, çuvaldızını başkasına batıracaksın’. Eleştirirken, özeleştiri de yapacaksın. Hayat felsefemi bunun üzerine kurarak yaşayanlardanım. Mesleğimde de siyasi görevimde de meclis üyeliğimde de arkadaşlığımda da budur, anlayışım…

Ancak maalesef hayatın her alanında o kadar narsisleşti ki insanımız. Yapıcı eleştirilere bile tahammül edemez oldu. Egomuz yüksek, tamam toplumca ama abarttığımızın ve yalnızca kendimize ve çevremize değil, görevlerimiz dolayısıyla toplumun geniş kesimine de zarar verdiğimizi fark etmeliyiz…

Güya tek adam olmaya çalışan Tayyip Erdoğan’ı eleştiriyoruz ya içimizde ne kadar çok Erdoğan var bilemezseniz…

Bence acil bir uzmana gitmeli ve destek almalılar…

Çünkü ciddi bir rahatsızlık içindeler…

Hayır, bir şey değil. Toplumun da ruh sağlığını bozuyorlar ve zarar veriyorlar…

Kiminin elinde kalem var…

Kim bir koltuk çıkarsa, rant sağlarsa kalemleri ona dönüyor…

Güya enteller. Mesleğe bilmem kaç yıl vermişler…

Tek dertleri kamu yararı gibi döktürürler…

Oysa perde arkasında birilerine rant sağlarken, rantlanırlar…

Kimisi de kamusal görev icra eder…

Önemli mevkileri vardır…

Sütten çıkmış ak kaşıktırlar. Tek bir lekeleri yoktur güya. En ufak hukuksuzlukları da…

Eksikleri, kusurları olduğunu asla kabul etmezler…

Sürekli kendi koltuklarını sağlamlaştırma ve yükseltme derdiyle düşman yaratırlar…

Kendilerine rakip gördükleri, düşmandır onların gözünde…

Ya da eksikliklerini, hatalarını, yanlışlarını dillendirenler…

Sürekli onaylanma, beğenilme duygusuyla kendi kişiliklerini saklayan bu kişileri eminim ki çevrenizde bolca görüyorsunuz…

Yapacağımız tek şey onların musallat olduğu illete yakalanmamak…

Yakalananları da en yakın sağlık kuruluşuna giderek tedavi olmaya ikna etmek…

Dileğim bir an evvel silkelenip kendine gelmeleri…

Yoksa maalesef kendilerine geldiklerinde ellerinde bir şey kalmayacak…

Ne kalem…

Ne makam ne mevkii…