Öküz ölüp, ortaklık bozulunca AKP, Feto’nun cemaatine savaş açmıştı..

Dershanelerin kapatılması, Gülen Cemaati’ne yakın okullar ile vakıflara yapılan baskılar gündemin en önemli olaylarını oluşturmuştu..

Savaş devam ediyor..

AKP, Gülen Cemaati ile birlikte cemaate yakın görünen kurum ve kuruluşlara yönelik baskı ve yıldırma çabalarını olanca hızıyla sürdürüyor..

Antalya’da da cemaati yakın vakıflar ile yurt, dernek ve benzeri yapılanmalara polis ve maliye ekipleri operasyon düzenlemişlerdi.

Dün sabah ise twitter fenomeni Fuat Avni’nin söyledikleri oldu, polis ve maliye ekipleri bu kez cemaatin bayın ve yayın kuruluşları ile üniversitesine baskın yaptı..

Cemaati sevmem, onlar da benden hiç hoşlanmazlar..

AKP ile seviştikleri dönemlerde hem dinlendik, hem de izlendik..

Suç ve suçlu yaratma gibi çirkin girişimlerden biz de nasibimizi aldık.

Aklandık ama o travmayı atlatmak kolay değil..

O yüzden cemaatle ilgili operasyonlara, görevden alınmalara, tutuklanmalara fazlaca üzüldüğümü söyleyemem..

‘Ne istediler de vermedik’ söylemini unutmak olanaksız..

Tüm bunlar bir yana, tutumu ve yayın politikası ne olursa olsun basına yönelik baskınları kabul etmek mümkün değil..

Hem de 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde basına yapılan operasyon, siyasal iktidarın her şeyi göze aldığını ortaya koyuyor..

Basına yönelik baskı ve operasyon hiç de şık olmadı..

Ekmeğini gazetecilik mesleğinden kazanan herkesi rahatsız ve tedirgin eden bir gelişme bu..

1 Kasım erken genel seçimlerinin yaklaştığı süreçte çok kaygı verici gelişmeler oluyor.. 

AKP, Türkiye toplumunun 7 Haziran seçimlerinde barıştan yana tavır koymasının acısını çıkarmaya çalışıyor..

Çok acıdır ve düşündürücüdür siyasal iktidar ülkeyi savaşa sürüklüyor..

Dünkü operasyonlar, kirli savaşın medya dünyasında da devreye sokulduğunu gösteriyor.

AKP, topluma şunu dayatmaya çalışıyor :

“ Bizi iktidar yapmazsanız bunlar olacaktır”

Açık açık bir tehdit söz konusu..

Hangi anlayıştan olursa olsun medyaya yapılan baskını eleştirmeyi düşünmeyen, tersine savaş çığlıkları atan yandaş basın kirli savaşın bir diğer cephesini oluşturuyor.

İktidarın tetikçiliğini yapan yandaş-yalaka takımı,. Köşe yazılarında AKP’den olmayan gazete ve gazetecileri hedef gösteriyor.

Aykırı ses çıkaran, muhalefet görevini yapan medya gruplarını susturmaya yönelik operasyonlara alkış tutuyor..

AKP, dikensiz gül bahçesi istediğini çekinmeden ortaya koyuyor.

AKP’nin dikensiz gül bahçesi hayaline yandaş ve yalaka takımı katkı koyuyor, meslek onurunu ve gururunu ayaklar altına alarak inanmadıklarını yazıp, çiziyor ve söylüyor.

Basın özgürlüğü, dünkü operasyonlarla askıya alındı..

Tüm medya kuruluşları tehdit altında..

Erken genel seçime 58 gün kala yaşananlar gerçekten kaygı verici..

Siyasal iktidar, sandıktan istediği sonucu çıkarmak adına her yolu ve yöntemi deniyor..

İktidarın bu tutumu seçtim güvenliğine yönelik endişeleri de artırıyor.,

AKP, bunu bilerek yapıyor..

Vatandaşı sandıktan  uzak tutmak, meydanı yandaşlarına bırakarak sandık başında istediği gibi at oynatmak istiyor..

İstiyor da muhalefet partilerinden tık yok..

Ülke bilinmez bir karanlığa götürülmek isteniyor, muhalefet partileri kendi iç sorunlarıyla boğuşmayı yeğliyor.,.

Ülkede muhalefet sorunu olduğunu söyleyenleri haklı çıkarıyorlar…

Seçmen, sandığa gitmeden önce umut arıyor…

Ancak tünelin ucunda bile böyle bir ışık şimdilik yok..