Şehit Mehmet’ten ‘Ela Gözlüsüne’

14 Şubat “Sevgililer Günü” geliyor. Yine aşıklar birbirini kutlayacak, yine “aşk” kutsanacak. Bunu kutlayabilen gençlere, hiç kutlayamayacak olan şehit Mehmetçiklerin, neredeyse ortak sayılabilecek hüzünlü aşk öykülerinden birini anlatmak istiyorum bugün. Hep aynı hüzünlü ve ortak bir kadermiş gibi yaşanan, birbirine benzeyen öykülerden biri bu…

“Bu hüzünlü ve hasret dolu türküyü, Çanakkale savaşında Erzurum yöresinden bir asker her gece siperden söylermiş. Sadece metreler mesafesinde karşılarındaki siperlerde, Anzak askerleri de her gece beklermiş sessizce bu güzel türküyü ve o güzel sesi…Anlamasalar bile dilini, ruhlarına işlemiş o hüzün ve hasret dolu türkü…

Hala dillerde söylenen (Karacaoğlan’a ait) o türkünün sözleri şöyleymiş:

“Ela gözlüm, ben bu elden gidersem,

Zülfü perişanım kal melul melul

Kerem et aklından çıkarma beni

Ağla gözyaşını, sil melul melul.

Elvan çiçekleri takma başına

Kudret kalemini çekme kaşına

Beni ağlatırsan doyma yaşına

Ağla gözyaşını sil melul melul

Yeter ey sevdiğim, sen seni düzelt,

Karaları bağla, beyazı çöz at

O nazik ellerin bir daha uzat

Ayrılık şerbetin ver melul melul

Karacaoğlan der ki; ölüp ölünce

Ben de güzel sevdim kendi halimce

Varıp gurbet ele vasıl olunca

Dostlardan haberim al melul melul. “

Bir gece ses ve türkü gelmemiş. Sonra bir gece daha yine o güzel ses duyulmamış. Anzaklar mesaj yazıp, bir taşa bağlamış ve Türk siperlerine atmışlar. Sormuşlar: “ Ne oldu o güzel sesli asker? “diye.

Türk siperlerinden cevap gecikmemiş: “Üç gün evvel, vurdunuz onu! “

Sevgililer gününü kutlayacak olanlara sesleniyorum, ne mutlu size ki; kutlayacak, sevdiğinizle mutlu olacak günler var önünüzde. Oysa, nice gencecik şehit Mehmetçiklerin, böyle bir şansı olmayacak! Onlar aşkı, sevdayı doya doya yaşayamadan girdiler o kara toprağa. Sevdiklerine hasret gittiler. Geride kalanlara da unutulmaz acılar bıraktılar. Onları yalnız sevenleri değil, hiçbirimiz unutmayalım diye yazdım bu öyküyü…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aysel Bereke Arşivi

Olağanüstü gündemlerden yorulduk!

04 Eylül 2025 Perşembe 11:04

30 Ağustos Zafer Bayramı

31 Ağustos 2025 Pazar 14:47

“Eski Türkiye” neden özleniyor?

28 Ağustos 2025 Perşembe 10:57

Yoksulluk en çok çocukları vuruyor!

25 Ağustos 2025 Pazartesi 10:54

Siyasetin tanımını değiştirdiler!

21 Ağustos 2025 Perşembe 11:12

Döneklik zor şey!

18 Ağustos 2025 Pazartesi 10:59

Bindik bir alamete…

14 Ağustos 2025 Perşembe 15:47

Sahtekarlık ve usulsüzlük diz boyu!

11 Ağustos 2025 Pazartesi 15:24

Masa da ne var?

07 Ağustos 2025 Perşembe 12:57

Dostları arkadaşları olmalı insanın

04 Ağustos 2025 Pazartesi 11:27