
İbrahim Akkaya
Seçmenin tarihi görevi
Antalya, çok özel bir kent.
Yerlisi de, yabancısı da bu kente hayran.
Kıskandıran doğası, iklimi, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile rüyaları süsleyen bir kent.
Eskiden İstanbul’u tarif ederken ‘taşı toprağı altın´denirdi.
Bu tanım şimdilerde Antalya için geçerli.
Antalya’nın her karış toprağı değeri ölçülemeyecek kadar değerli.
Antalya, bu özellikleri nedeniyle inanılmaz bir göç alıyor.
İç göçün yanında dış göç, bir de ‘rant göçü’ var Antalya’ya.
‘Turizmin başkenti’ denilmesinin nedeni de tesislerin ve hizmet kalitesinin üst düzeyde olması.
Şurası yadsınamaz bir gerçek ki Antalya, kontrolsüz büyümenin sancıları ile birlikte rant paylaşımının da sancılarını çekiyor son yıllarda.
Antalya’nın geleceğinin olumsuz şekillenmesinde büyüme ile birlikte raht beklentisinin payı kuşkusuz çok büyük.
Antalya üzerine geçmişte olduğu gibi şimdi de, gelecekte de rant hesapları yapılıyor.
Antalya’nın kaynaklarını zorlanmadan kullanmak isteyenler kentin geleceğinin şekillenmesinde söz sahibi olmak için de her yöntemi deniyorlar.
İşte bu noktada 30 gün sonra yapılacak yerel seçimlerin önemi daha çok ortaya çıkıyor.
Antalya’nın kaynaklarını kullanma konusunda geçmişte çok büyük hatalar yapıldı.
Kentin dinamiklerinin, kentin sahiplerinin, sivil toplum örgütlerinin ve özellikle de meslek odalarının uyarılarına, tepkilerine, önerilerine kulak asılmadığı gibi, çıkar çevreleri tarafından hedef gösterildiler.
30 Mart yerel seçimleri ile oluşacak yerel yönetimlere bu nedenle tarihi görev düşüyor.
Antalyalı seçmenler de sandık başına gittiklerinde kenetlilik bilinci ile hareket ederek, tercihlerini kentin rantını kente kazandıracağına inanan başkan adayları ile siyasi partilerden yana kullanma gibi önemli bir görevi de yerine getirmiş olacaklar.
AKP hükümeti, meslek odalarını işlevsiz bırakma, yetkilerini tırpanlayarak zayıflatma, toplumun gözünde iş yapmaz bir duruma düşürme çabasını ısrarla sürdürse bile meslek odaları kendilerine verilen görevleri özveriyle yapmanın çabasını dün olduğu gibi bugün de sürdürüyorlar.
Antalya’nın sorunlarına sahi çıkan, çözüm önerilerini de sunarak kanaat önderliğini yapma gayretini sürdüren meslek odalarından birisi de İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) Antalya Şubesi.
İMO Antalya Şubesi, kentin sorunlarını 41 başlık altında toplamış.
Bu sorunları Antalya’yı yönetmeye talip olan belediye başkan adaylarına aktarmak, onların görüşlerini almak amacıyla bir forum düzenledi.
Forumda konuşan İMO Şube Başkanı Cem Oğuz, ‘Kentin sakini değil de sahibi olmalıyız’ vurgusunu yapıyor.
Cem Oğuz, “İnşaat Mühendisleri Odası kentlerimizde var olan sorunların aşılmasını, sağlıklı, yaşanabilir, güvenli kentsel çevrelerin oluşturmasını görev olarak kabul ettik” diyor.
İMO’ya göre Antalya’nın önemli sorunları şunlar :
’Barınma, altyapı, eğitim, sağlık, kültür, çevre, deprem, sel, heyelan, yangın gibi doğal afetlere hazırlıksızlık, sürekli ve plansız büyüme, enerji ulaşım, su, atık su gibi teknik altyapıların yetersizliği, eğitim, sağlık, kültür tesisleri, açık yeşil alanlardan yoksun yerleşim alanları, toplumsal alanda sosyal yarılma, ayrışma ve uzlaşma’
Görüldüğü gibi Antalya, sorunlarla boğuşuyor.
Bunları çözümü noktasında belediye başkan adaylarının bilgi, deneyim ve vizyonu çok önemli.
Antalyalı seçmen bilinçli, seçime 30 gün kala bu kentin sahibi olmanın sorumluluğu ile hareket ederek kim bu sorunları halkla birlikte aşar, sorunların çözümünde kim daha akılcı yöntemler uygular bunları gözleyerek karar vermek durumunda.
Kimse aklından çıkamasın ki bir oyun bile Antalya’nın geleceği için, çocuklarımız ve torunlarımızın geleceği için hayati önem taşıyor.
Seçmen 30 Mart’a kadar bunları ciddi biçimde gözleyip, kararını vicdanının da sesini dinleyerek vermeli diye düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.