Yerel yöneticiler de halk da 6360 sayılı yeni büyükşehir belediye yasasının eksikliklerinin ve sıkıntılı yanlarının mağduriyetini yaşarken, akademisyenler de yaşananlardan muzdarip…
Üstelik sıkıntılı gördükleri alanlar öyle önemsenmeyecek, ufak tefek konular değil…
Akademisyenler kendi alanlarına göre sıkıntılı buldukları konuları sıralıyor…
Kimine göre en sorunlu alan kırsala götürülen tarımsal destekleme hususu…
Ya da kırsalın ranta açılması…
Kamu yararının içinin boşaltılması…
Bir diğerine göre çevre konusunda mevzuattan gelen boşluklar nedeniyle gerekli tedbirlerin alınmayışı, çevre tahribatının artması…
Kimisine göre planlama…
Kentlerin betonlaşması, kentsel dönüşüm…
Kimine göre de yasayla birlikte merkeziyetçiliğe doğru gidişin yarattığı tehdit…
Veya insan kaynakları yönetimi…
Sürgünler, taşeron sistemi…
Kamu adına verilen kamusal hizmetlerin emek sömürüsü olan taşeron vasıtasıyla gördürülmesi…
Köylünün ilk kez sayaçla, vergiyle tanışması…
Kamusal hizmetlerin, piyasa koşullarına teslim edilmesi…
HES’ler, RES’ler konusu…
Vs.. vs…
Ve konuştuğunuz akademik dünyanın en büyük derdi yasa koyucuların yapılan düzenlemeler hususunda akademik dünyadan görüş alışverişinde bulunmaması…
Yapılan düzenlemelerin denetimi hususundaki boşluklar…
Hukuksuz uygulamalar…
Elbette akademisyenler içinde de bu yasayı iyi bulanlar, merkezileşmeden memnun olanlar vardır…
Ancak sanıyorum ki onlar bile yapılan hukuksuz uygulamalardan muzdariptir…
Siyasi görüş ayrılıkları nedeniyle ilçe belediyelerine yapılan muameleden, olanaklarının daraltılmasından memnun olanın çıkacağını düşünmüyorum…
Hele hele kamu kaynaklarının rantabl kullanılmamasına…
Ve halkın eşit, adil hizmet alamayışına...
O nedenle yeni parlamento bu konuyu da gündeminde tutmalı…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.