
İbrahim Akkaya
Kaçaklar ve başkanlar !
Antalya kaçak cenneti..
Coğrafi yapısının avantajları için Antalya’yı tercih eden kaçaklardan söz etmiyorum.
Antalya’yı kuşatan kaçak yapıları anlatmaya çalışıyorum.
Antalya, yasaları hiçe sayanların favori kenti..
Özellikle turizmciler, kaçak yapılaşma konusunda rakipsiz..
Antalya’nın 640 kilometre sahil şeridinin önemli lir bölümü kaçak yapılarla donatılmış durumda..
‘Ülkeye turist ve döviz getiriyoruz, ödemeler dengesine katkı veriyoruz’ gerekçesinin ardına sığınan turizmciler, kamunun kullanımında olması gereken sahilleri atalarından miras kalmışçasına tepe tepe kullanıyorlar..
Gerçek şu ki bu hukuksuzluğa devlet de yardım ediyor, çanak tutuyor..
Nasıl mı ?
Ecrimisil olarak bilinen kullanım bedelini alarak.
Olayın çarpıklığı da buradan başlıyor…
Defterdarlık sahilleri işgal eden, kaçak yapılarla donatan, projeye aykırı yapılaşmaya gidenlerden ‘ecrimisil’ diye para tahsil ediyor..
Denetimlerde kaçak ve ruhsatsız olduğu belirlenen üniteler için suç duyurusu yapılıyor, belediyelere yıkın’ deniyor.
Deniyor da çarpıklık burada da devam ediyor..
Belediyeler kaçak yapıları yıkmak, ruhsatsız tesisleri mühürlemek için harekete geçtiğinde ise mahkemeler yürütmeyi durdurma karı veriyor.
Bununla da bitmiyor gariplikler..
Belediyeler kaçaklar için yıkım kararı alıyor, yıkım için elinde gerekli araç ve ekipman bulunmadığı gerekçesiyle yıkım ihalesine çıkıyor.
Gariptir belediyelerin kaçak yapıların yıkımı için açtığı ihaleye talipli çıkmıyor.,.
Çarpıklığın daniskası da burada..
Belediye başkanları sürekli projeleri ile övünür dururlar..
Belediyelerin-başkanların projeleri abartılarak aktarılır kamuoyuna..
‘Mega proje’ olur kimileri..
‘Rüya proje’ sıkça kullanılır..
Kimi başkanlar’ çılgın proje’ peşinde koşar..
Bazı başkanlar projeleri ile Antalya’yı uçurma iddiasını ortaya koyar..
‘Antalya ilk ‘ diye lanse edilir kimi projeler.
Kimi projelere sınıf atlatılır, “ Türkiye’de ilk’ övgüsü yapılır..
Yani hiçbir belediye ve hiçbir belediye başkanı, “ Benim yoğurdum kara’ demez..
Demez de iş kaçak yapılara gelince durum değişir..
Ne rüya kalır, ne hayal, ne de mega proje..
Belediye birden fakirleşir, kaçak yapıları bile yıkamayacak ölçüde küçülür..
Hele iktidara yakın isimlerin kaçakları söz konusu ise durum daha da değişir..
Sırtı kalın kişilerin kaçak yapıları söz konusu olunca belediye başkanı imza atmaz, yardımcısı birden hastalanır, ihale gariban bürokratlardan birisine kalır..
Kaçak yapıların yıkımı ile ilgili belediyelerden gelen haberler ilginç :
Muratpaşa Belediyesi, Şirinyalı Mahallesi'ndeki bir otelin kaçak bölümlerinin yıkımı için ihaleye çıktı.
İhale sonuçlanabilse 45 gün içinde yıkım tamamlanacaktı ancak bu ihaleye de katılımcı olmadığı için iptal edildi.
Kepez Belediyesi 473 kaçak yapının yıkımı için ihaleye çıktı ancak ihalelerle yine teklif veren çıkmadığı için iptal edildi.
Aksu Belediyesi bin 105 adet 183 bin 240 metrekare kaçak ve ruhsatsız yapı için ihaleye çıktı, teklif gelmeyince iptal oldu.
Görüldüğü gibi büyük bölü turizm sektöründe olan kaçak yapıların dokunulmazlığı var..
Bir gariban kaçak bir bina yapsa, ya da ruhsatsız bir işyeri çalıştırmaya kalkışsa başına neler geleceğini söylemeye gerek yok..
Pekala böyle gelmişse böyle mi gidecek ?
Bunun yanıtını bulmak için fazla yorulmaya gerek yok..
Yanıt 1 Kasım’da sandıktan çıkan sonuçta saklı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.