Bakışların
“ Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur.
Bir bakış bazen şifa bazen zehirli oktur…
Bir bakış bir aşığa neler neler anlatır
Bir bakış bir aşığı saatlerce ağlatır.
Bir bakış bir aşığı aşkından emin eder
Sevişenler daima gözlerle yemin eder…”
Diyor Victor Hugo şiiriyle.
“ Bir kimsenin sesindeki, gözlerindeki ve davranışındaki mana, kullandığı sözcüklerdekinden daha az değildir.” Diyen La Rochefouchauld’ a katılmamak mümkün mü?
Ama bir de “ ölü balık bakışlı” insanlar var çözemediğimiz. Ona ne söylerseniz söyleyin, bir cam fonusun içinden ya da bir akvaryumun ardından bakar gibi bakan, o “ölü balık bakışı” nın, ne anlama geldiğini ne dediğini, çözemezsiniz. Hatta sizi anlayıp anlamadığını bile bilemezsiniz, insanın içini donduran, ürperten o buz gibi bakışlardan.
“ Hayat pahalı, iş yok, kiralar yüksek, evler pahalı, açlık ve yoksulluk artıyor, yuvalar dağılıyor, çocuklar mutsuz, gençler umutsuz” diye dert yanacak olsanız, o “ölü balık bakışlar” da en ufak bir ışık, en ufak bir kıpırtı göremezsiniz. Duvara söylemiş gibi olursunuz canınızı yakan şeyleri. Merak edersiniz haliyle, acaba ne düşünür, ne söyler o bakışlar diye. Ama çoğu kez sizi ve sorunlarınızı gerçekten anlayıp anlamadığı konusunda bile, ciddi şüpheleriniz olur. Empati eksikliğini anlatır o bakışlar bize. Çünkü, buz gibidir, donuktur, ruhsuzdur.
Hayatınızdaki insanların, dostların akrabaların, arkadaşların, komşuların, oy vereceğiniz siyasilerin, size söz verip, umut vaat edenlerin, gözlerine ve bakışlarına dikkat edin derim. Aman diyeyim, “ölü balık bakışlı” lardan sakının. Çünkü onların gözleri ve bakışları okunamıyor! O yüzden doğru söyleyip, söylemediklerini asla bilemiyorsunuz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.