
İbrahim Akkaya
Kadınlar, kadınlarımız
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü..
Çeşitli etkinliklerle kutlanacak 8 Mart..
Yakışıklı sözler, kadını göklere çıkaran nutuklar atılacak.
Kadının önemine ilişkin çok şey söylenip yazılacak.
Kadınsız bir yaşamın anlamı olmadığı söylenecek.
Kadına yönelik şiddet, taciz ve cinayetler lanetlenecek.
Kadına olan saygımız, sevgimiz gösterilmeye çalışılacak.
Erkek egemenliği yerden yere vurulacak, herkes kadın hakları savunucusu olup çıkacak.
Öylesine dokunaklı, öylesine ağdalı laflar edilecek ki, artık kadına dokunulmayacak, kadınlar hayatın her alanında erkeklerle eşit koşullarda olacak, şiddet ve kadın cinayetleri bıçak gibi kesilecek.
Töre denen lanet bir anda yok olacak..
Çalışma hayatında kadının yeri ayrı olacak, asla pozitif ayrımcılık olmayacak, kadınlar el üstünde tutulacak.
Şekilciliği seviyoruz. 8 Mart gibi özel günlere erkek milleti olarak önem veriyoruz, kadınlara yönelik bir etkinlik oldu mu mangalda kül bırakmıyoruz, kadına yönelik ayrımcılığı, kadının ülkemizde ve kentimizin kimi bölgelerinde ikinci sınıf vatandaş gözüyle görüldüğünü yok sayarak her türlü övgüyü ve sevgiyi kadınlara gönderiyoruz.
Aslında kadınları değil de kendimizi kandırıyoruz.
İçimizden gelmediği halde şekilci davranarak kadının üstünlüğünü çoktan kabul etmiş gibi bir havaya giriyoruz.
Gerçek şu ki kadınlara sadece 8 Mart’ta değil, her zaman saygılı, sevgili olmak zorundayız.
Hayatın her alanında kadınların da erkekler gibi yer alma, temsil edilme, söz söyleme hakkı olduğu gerçeğini unutmamalıyız.
Şurası yadsınamaz bir gerçek ki kadınları hala hakir görüyor, hala horluyor, hala eksik etek gözüyle bakıyoruz.
Antalya, kültür düzeyi pek çok ile göre yüksek olduğu için fazla şahit olmasak da, rahmetli Duygu Asena’nın 1987’de yazdığı gibi ülkemizin pek çok yerleşim biriminde kadının hala adı yok.
‘Dünyadaki her şey kadının esiridir” demiş Büyük Kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal.
Bu gerçeği kimsenin gözardı etmeye hakkı da, haddi olmamalı.
Sözde hepimiz kadına saygılıyız..
Hepimizi bir kadın dünyaya getirdi, büyüttü, hayata hazırladı.
Hayatımızın her bölümünde kadınlar var yanımızda.
Hayatımıza düzen veren onlar, bize sevgiyle, aşkla, özveriyle yaklaşan da onlar.
Kadın annelik gibi kutsal bir görevi üstleniyor.
Kadın ilk öğretmenimiz, ilk hayat rehberimiz, ilk yol göstericimiz oluyor.
Sevmeyi, sevilmeyi kadından öğreniyoruz.
Aşık oluyoruz kadına, delicesine seviyoruz, onsuz bir hayatın anlamı olmadığını düşünüyoruz, her zaman yanımızda, arkamızda olmasını istiyoruz.
Onlarla hayata tutunuyor, onlarla kendimizi mutlu ve güvenli görüyoruz.
Acıyı da, tatlıyı da kadınlarla paylaşıyoruz.
Fedakarlık nasıl bir duygu onu da kadın öğretiyor bize..
Tüm bu gerçekler karşımızda dururken, erkek egemenliğini kullanma riyakarlığından da asla taviz vermek istemiyoruz.
Çalışma hayatında olduğu gibi, siyasette de kadını yok sayıyoruz.
Oysa kadın-erkek eşitliğini savunuyoruz hepimiz.
İş koltuk paylaşımına gelince birden fikir değiştiriyor, siyasetin de hayatın pek çok alanında olduğu gibi bir erkek uğraşı olduğu yanlışını aşamıyoruz.
Kadınları temsil noktasında ya yok sayıyor, ya da seçilme şansı olmayan sıralara yazarak yasak saymaya çalışıyoruz.
Kadın-erkek nüfusu eşit olduğuna göre, eşit temsili neden kabul etmeyiz, edemeyiz bunun yanıtını bulmak da çok güç.
Siyasi partilerin oy deposu olarak gördüğü kadınlara yaptığı bu haksızlık karşısında kadın-erkek eşitliğini savunan bizler nedense sesimizi cılız çıkarıyoruz.
Cem Yılmaz’ın dediği gibi eğitim şart.
Her şeyin başı eğitim ve kültür..
Bu düzeye gelmek için de biz erkeklerin değişmesi şart..
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.