
Songül Başkaya
Kadınız, güçlüyüz!
Dünyanın en büyük ekonomilerinin arasında olduğu söylenen ve ileri demokrasiye geçildiği vurgulanan ülkemde kadının yeri verilerle ortada. Kadın bedeni, giyimi, yaşamı üzerinden siyaset yapan zihniyet, kadını görünür yapmamakta kararlılığıyla kadın-erkek eşitliğinde dünyasının 125. ülkesiyiz…
Yüzyıllar önce başlayan kadın hareketi ve ulusal mücadeledeki Türk kadının yerine bakılınca, bugün yaşanılanlara bir Türk kadını olarak üzülüyorum elbet. Zaten bu üzüntüdür ki beni siyasete iten. Erkek egemen dünyanın erkek egemen siyasetinde kadın olarak var olamaya çalışan biri olarak, kadın bakış açısını yerleştirmeye inatla çalışmam da bundandır aslında…
Bugüne kadar insan hakları, engelli sorunları, doğa, Cumhuriyet ve kazanımları konusunda verilen tüm mücadelelere hem gazeteci hem siyasetçi olarak katkı vermeye çalışırken, cinslerimin sorunlarına da asla yabancı kalmadım…
Ve biliyorum ben yalnız değilim. Hayatın her alanında, farklı iş kollarında pekçok hemcinsim var. Hatta pekçok erkek yoldaşım da var, kadına değer veren ve hak eden kadını destekleyen…
Dün böyle küçük bir grupla paneldeydim. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) Genel Başkanı Prof. Dr. Gaye Erbatur, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır, Devrimci Turizm Sendikası Eşbaşkanı Didem Türkay, AV. Zeliha Güngör, turizm çalışanı sendikalı Semra Yelsali ve gözlemeci Kezban Yenge kadının yeri, turizmdeki sıkıntıları, uluslararası sözleşmelerde ve Türk hukukunda kadın ve güncel konulara parmak bastılar…
Konuşulanlar pek parlak olmasa da verilen mücadele ve yol göstericiliği açısından anlamlıydı. Keşke bir de akademik hayattan bürokrasiye, parti örgütünden seçilmişlere kadar daha kalabalık bir gruba seslenebilselerdi…
Maalesef olmadı. Büyük oranda CHP’li kadın yöneticiler, İşçi Partisi İl Başkanı, birkaç sendikacı, birkaç işçi ve TÜKD Antalya Başkanı, Konyaaltı Başkanı ve yöneticileri katıldı. Bu arada bizi yalnız bırakmayan CHP 22. Dönem Antalya Milletvekili Tuncay Ercenk’e ve diğer katılımcılara teşekkür ediyorum. Kadın sorunlarına duyarlı oldukları için…
Gelelim işin özüne…
İş hayatında ve siyasette büyük ayrımcılık yaşayan kadın, nasıl güçlenecek?
Herşeyin kadın bakış açısına sahip olmak, haklarını bilmek ve cesur olmaktan geçtiği ortada…
Yılmadan kendimizi anlatmaya, yapabileceklerimizi aktarmaya, kent ve ülke menfaatine yapılan çalışmalara destek olmaya devam etmeliyiz. Bunları yaparken de kadın-erkek ayrımı yapmadan kadının insan hakları sorununa karşı duyarlılık oluşturmalıyız…
Buradan kadın örgütlerinde ve siyasette çalışan biri olarak hem siyasilere hem de dernek temsilcilerine kadın hakları, kadın bilinci konusunda eğitim verilmeli…
Yeterli mi! Değil…
Belediyelerde de yönetici, müdür, meclis üyesi düzeyinde de bu eğitimler ve yanı sıra cinsiyete dayalı bütçeleme yapılmalı…
Hizmet sunumundan hizmetin ulaşılabilirliğine kadar her alanda kadını gözetmek, ekonomik yaşamda güçlenmesine olanak sağlamak önemli…
Çünkü güçlü kadın, güçlü ülke…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.