Antalya İl Genel Meclisi’nin 75 üyesi olarak yaklaşık 4,5 yıllı dönemde kimi kez öfkelendik, kimi kez güldük, kimi, kez alkışladık, kimi kez eleştirdik. Üç siyasi parti grubunun olduğu mecliste, hizmet noktasında çok kez oybirliğiyle karar aldık. Ancak pekçok konuda da ayrıştık ki olması gereken de oydu…
Şimdi gelinen noktada meclisimiz ve Antalya İl Özel İdaresi, kapatılıyor. Ve 2009 yılında ilk kez meclise giren ben, benim gibi yeni ilçe olan beldelerin üyeleri, ilk ve sonu yaşıyoruz…
Seçilmişler olarak 5 yıllık görev için geldiğimiz meclisin, kapanmasına şahit olduğumuz için üzgünüz. Üzgünüz, çünkü yaklaşık 1,5 asırlık bir idarenin yok oluşuna şahitlik ediyoruz…
Tabii yalnızca idaremiz değil, 74 belde belediyenin, 539 köyün kapanışına ve mahalle oluşuna tanıklık yapıyoruz…
Aylardır bilinen ama yargıdan döneceğine inanılan sözkonusu değişikliğin kesinleşmesinden beri üzgünüz aslında…
Göreve geldiğimiz günden beri bütçe olanaklarını geliştirmeye çalıştığımız, yok derecesindeki bütçesine rağmen fedakarca hizmet veren bürokrat ve seçilmiş üyelerle her karışına hizmet götürmeye çalıştığımız idarenin son bütçesini dün yaptık…
3 aylık için belirlenen 19 milyon TL’yi onayladık. Bütçe kararnamesinin meclise geldiği önceki yılların aksine ne kavga ne gürültü ne stres ne de gerginlik vardı…
Ama hüzün hakimdi herkeste…
Meclis başkanından üyelere, daire başkanından memuruna kadar herkes hüzünlüydü…
O hüznü en çok da son bütçe anısına çektirilen fotoğrafa bakarken gördüm…
Yüzler gülüyor ama gözler hüzünlüydü…
Hani acı bir hüzün olur ya…
İşte öyle…
Bu hüznü idarenin kapanması için kanun teklifi veren iktidar partisinin üyelerinde de gördüm üstelik…
Her ne kadar kabul etmeseler ve saklasalar da…
Kanunlar elbette miadını doldurduğunu, günün koşullarına ve gerçeklerine göre değiştirilebilir ancak acı olan farklı amaçlar için kanunlar hazırlamak ve asırlık kurumları yok etmek…
Siyaset, amaca giden araç değil, hizmet için amaç olmalı…
Bu nedenle siyaset yoluyla karar alma mekanizmalarına gelenler, yanlışı kendi partisi bile yapsa söylemekten korkmamalı. Doğru bildiği yolda mücadelesini vermeli…
Yoksa siyasi gücü elinde bulunduranlar, amaçları için devletin kurumlarını ve yapılanmasını değiştirmeye, alaşağı etmeye kalkarsa, partidaşları buna göz yumar ve susarsa halk da bunun hesabını sorar…
Tabii sandıkta…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.