Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), nasıl milletin iradesinin yansıtıldığı bir meclis ise il meclisleri de yerel halkın iradesinin yansıdığı meclislerdir…

Her mecliste iktidar ve muhalefet olur, demokrasinin gereği de budur zaten. Ama demokrasinin bir gereği de iktidarın elindeki çoğunluğu, halkın menfaatleri doğrultusunda kullanmasıdır…

İleri demokrasiden, katılımcılıktan, şeffaflıktan bahsederken bunların gereğini de yapmalıyız…

Yapmazsak ne olur…

Yapmazsak, geçici süreliğine kazandığımız iktidarı kaybetmemiz kolaylaşır…

Hizmet için geldiğimiz makam ve mevkileri farklı amaçlar için kullanmaya başlarız…

Güvenirliliğimiz, saygınlığımız zede alır…

Aksine başkanlık makamına oturduğumuzda, tarafsız gömleğimizle karar almaya çalışır, orta yol, ortak akıl arayışına girersek her zaman kazanırız…

Üstelik sadece biz değil, kent kazanır…

Bir siyasetçinin amacı da hizmet olmalı diye düşünüyorum…

Vatandaş yol, içme suyu, kaldırım, kreş, kütüphane isterken, eğitim, kültür ve spora destek beklerken kalkıp siyasi kavgaları meclise konu edip, meclis çoğunluğuyla geçirmek meclisi de vatandaşı da gerer…

Sadece o kadarla da kalmaz…

Kendi grubunu da parçalar…

Nitekim meclis çoğunluğunu yakaladık diyerek, talimatlarla yola çıkanlar bakın daha ilk uygulamalarında çatladılar…

Devamı da gelecek…

Çünkü halkın desteğiyle iktidara gelmek, halka rağmen karar almak değildir…

Kişisel ya da siyasal hesaplaşmaların yeri meclis değildir…

Meclis, elde edilen yetkileri kendi çıkarların için kullanmanın aracı olmaz, olmamalı da…

Olması için ısrar edilirse de o zaman elbette halkın iradesiyle meclise gelenler buna dur der…

Ama bu gerilimi artırır, ortak çalışma ortamını yok eder…

Birlikte hizmet üretme anlayışı kalmaz…

Dilerim hatadan erken dönülür…

Yoksa bu gerilimin kazananı olmaz…